Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 25 parsel sayılı taşınmaza davalıların komşu parselden taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, tecavüze konu yapıların yıkımına ve 5.000,00.-YTL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmaza müdahaleleri olmadığını, uzun yıllardır kullanıma davacının itirazı bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, 1954 yılından dava tarihine kadar geçen uzun süre göz önüne alındığında davalıların kullanımının onaya dayalı olduğunun kabulü gerekir. Bu onay davanın açılması ile geri alındığından haksız fiil tazminatı olan ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazlarına gelince; davacının taşınmazdan yararlanma ve tasarrufta bulunma yetisinin taşkın bina yapmak suretiyle engellendiği, taşkın olan bölümün yıkımının fahiş zarar oluşturmayacağı gözetilerek elatmanın önlenmesi ile birlikte taşkın olan bölümün yıkımına da karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yıkım isteğinin reddine karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Halil tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.12.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Yusuf Sayın geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ve özellikle, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen çap kaydında, dava konusu taşınmaza taşkın bulunan binanın yer aldığı 24 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün yargılama sırasında birden fazla kez el değiştirdiği, son olarak 18.02.2010 tarihinde dava dışı F.. G..’e satış suretiyle temlik edildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere, yıkım istekli davalarda yıkımı istenen taşınmazın tüm maliklerinin davada yer almasında zorunluluk vardır.
Hal böyle olunca; öncelikle taşkın yapının bulunduğu 24 parsel sayılı taşınmazın yeni malikinin davaya dahil edilmesi, anılan bağımsız bölüm malikinin davada yer alması sağlandıktan sonra bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalı H..’in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 10.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.