Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/132 Esas 2011/1132 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/132
Karar No: 2011/1132

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/132 Esas 2011/1132 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, 1858 parsel sayılı taşınmazın kıyıda kaldığını iddia ederek tapu iptali ve terkin istemiyle dava açmıştı. Mahkeme, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar vermişti. Davacı Hazine, kararı temyiz etti ancak davalının yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulup tutulmayacağı konusunda değerlendirme yapılmadığını öne sürerek bir isabetsizlik olduğunu belirtti. Yapılan incelemede, davacı Hazine'nin bu yöne değinen temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği belirtildiği için karar bozuldu. Kanun maddeleri: 3621 Sayılı Yasaya göre tapu iptali ve terkin, 3402 Sayılı Yasaya göre hak düşürücü süre, 5841 Sayılı Yasaya göre kadastro tespiti ve 6099 Sayılı Yasaya göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri.
1. Hukuk Dairesi         2011/132 E.  ,  2011/1132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/07/2010
    NUMARASI : 2010/307-2010/384

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden mera olan 1858 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek tapu iptal ve terkin isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “... hak düşürücü süreden dolaya davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulması” gereğine değinilerek bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece  hükmüne uyulan daire bozma kararında belirtildiği üzere 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak, temyiz aşamasında 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde;”... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu”hükmü öngörülmüştür.
    O halde, anılan yasal düzenleme gözetilerek, davalı tarafın kararı temyiz etmemesine karşın usulü kazanılmış hak olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak gerekçelendirilmesi neticen yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulup tutulmayacağının irdelenip, değerlendirilmesi için karar bozulmalıdır.
    Açıklanan nedenlerle, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  10.2.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara