Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakan annesi A.."ye ait çekişmeli taşınmazın mirasçılar arasında yaptıkları harici taksimde kendisine isabet ettiğini, hatta bu konuda vekaletnameler düzenlendiğini, ancak kardeşi M.."nın taksimde kullanılacak düşüncesiyle vekil tayin ettiği halde vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle çekişmeli taşınmazı karısı olan davalı Z.."ye devrettiğini ileri sürerek tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, harici taksim olgusunu kabul etmekle beraber, çekişmeli taşınmazın davacıya isabet etmediğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli 160 parsel sayılı taşınmazın mirasçılar arasında yapılan taksimde davacıya bırakıldığı halde mirasçılardan M.."nın davacıdan aldığı vekaletnameyi kötüye kullanarak taşınmazı karısı olan davalıya devrettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, harici taksim ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddialarına dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden, çekişmeli 160 parsel sayılı taşınmazın 1982 yılındaki kadastro tespitinde davacının annesi A.. adına tespit ve tescil edildiği; A.."nin 17.12.1986"da ölümüyle, geriye mirasçıları olarak çocukları davacı Z.. ile dava dışı M.., A..ve H."nın kaldıkları; M.."nın diğer mirasçılardan aldığı vekaletname ile 160 parsel sayılı taşınmazı 8.5.1987"de önce tüm mirasçılar adına intikal ettirdiği ve aynı tarihte karısı olan davalı Z."ye satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, annesi A.."ye ait çekişmeli 160 sayılı parselin mirasçılar arasında yapılan harici taksimde kendisine isabet ettiğini, ancak kardeşi M.."nın intikal için vekil tayin edildiği halde vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle taşınmazı davalı karısına aktardığını ileri sürerek, eldeki davayı açmış ve taşınmazın tamamının adına tescilini istemiştir.
Dava dilekçesinin içeriğine ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacı dışındaki mirasçıların anneleri A."den intikal eden çekişmeli taşınmaz üzerindeki haklarının da davaya konu edildiği anlaşıldığından, dava dışı mirasçıların da davada yer alma zorunluluğunun bulunduğu açıktır.
Hal böyle olunca, öncelikle dava dışı mirasçılar hakkında ayrı dava açması için davacıya önel tanınması, açtığı takdirde eldeki dava ile birleştirilerek davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi,ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerekirken, usulü eksiklik giderilmeden işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazı değinilen nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.