Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı U."nin ortak muris A..U."tan hile ile aldığı vekaletnameyi kullanmak suretiyle murise ait 693 sayılı parseli el ve işbirliği içerisindeki diğer davalı Ş.."a devrettiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve taşınmazın muvazaalı biçimde devredildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, tapunun iptaliyle tüm mirasçılar adına tesciline, davalı U. hakkındaki davanın ise husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Ş. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden, çekişmeli 693 sayılı parselin muris A. U.adına kayıtlı iken, 15.07.1993 tarihli vekaletnameyle vekil kılınan kardeşi davalı U. tarafından diğer davalı Ş."a satış yoluyla devredildiği; muris A.09.05.2004"te ölünce, geride mirasçı sıfatıyla kardeşleri U., G. ve U. ile kendinden önce ölen kardeşi G."den olma 6 yeğeninin kaldığı görülmektedir.
Murisin davalı U. dışındaki mirasçıları eldeki davayı açarak, tapunun iptalini ve adlarına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne; tapunun iptaliyle tüm mirasçılar adına tescile karar verilmiş, hüküm davalı Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, ehliyetsizlik iddiasının kanıtlanamadığı, ancak vekil kardeşi U."nin vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle taşınmazı el ve işbirliği içerisindeki Ş."a aktardığı anlaşıldığına göre, davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı Ş."ın öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne varki, TMK."nun 2/2. maddesinde vurgulanan ""Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz"" ilkesi karşısında, vekalet görevini kötüye kulanıp taşınmazı danışıklı biçimde davalı Ş."a aktaran davalı mirasçı U."nin, hakkın suistimali niteliğindeki bu işleminden ötürü hukuki himayeden yararlanamayacağı gözetilerek, payının davalı Ş.üzerinde bırakılması gerekirken, onun payının da kabul kapsamına alınması isabetsizdir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.