Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2565 Esas 2016/6239 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/2565
Karar No: 2016/6239
Karar Tarihi: 14.06.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2565 Esas 2016/6239 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklar, bir tapuda ödenecek tutarda 10.000 TL eksik olduğu iddiasıyla katılana senet düzenleyip vermişlerdir. Daha sonra katılan senedin bedelini ödemiş, senedi geri alarak arkasında \"senet bedeli alınmıştır\" yazısı bulunan bir kaşe bastırmıştır. Ancak daha sonra sanıkların, asıl senedin yerine sahte bir senedi, sanıkın oğlu tarafından yazdırıp katılana verdiği ve bu senedin icraya konulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, katılanın çelişkili beyanları, eksik soruşturma ve inceleme nedeniyle sanıklar hakkında verilen hükümde çelişkiye neden olunduğuna karar vererek hükümlerin bozulmasına karar vermiştir. Hükümde yer alan kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK 158/1-d, 62, 52/2-4, 53 ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
15. Ceza Dairesi         2014/2565 E.  ,  2016/6239 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK 158/1-d, 62, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklardan ..."ın katılan ... ile aralarında ..."ın eşi tarafından alınan ev dolayısıyla ticari ilişki bulunduğu, tapuya gittiklerinde ödenecek parada 10.000 TL eksik bulunduğu, bunun üzerine borçlu olarak katılanın, alacaklı olarak da sanık ...’ın göründüğü, 10.000 TL bedelli senedin düzenlenerek sanık ...’a verildiği, daha sonra katılanın bu borcunu ödediği, katılana senedin geri verildiği, bu senedin arkasına sanık ..."ın oğlu olan tanık ... tarafından ödendiğine dair kaşe basıldığı ancak daha sonra başlangıçta katılan tarafından verilen asıl senedin sanık ... tarafından yanında çalışan işçisi ..."ye ciro edildiği, bu sanık tarafından da ... İcra Müdürlüğü"nde takibe konulduğunun anlaşıldığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
    Katılanın soruşturma aşamasında, emniyette 02/12/2009 tarihinde verdiği ifadesinde, asıl senedin icra takibine konduğunu söylemesine rağmen, 14/04/2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı"nda verdiği ifadesinde ise, sahte senedin icra takibine konduğunu beyan ettiği, iddianame ile ise de sahte senedin icra takibine konduğundan bahisle kamu davası açıldığı, icraya konan senedin miktarı itibari ile ödendiğinin belge ile ispatı gerektiği, katılanın senedin bedelinin ödendiğini ileri sürdüğü senet arkasında bedeli ödendiğine ilişkin basılan kaşede imzanın bulunmadığının ileri sürüldüğü, ancak bu kaşeyi sanık ..."ın üvey oğlu ... tarafından vurulduğu ve senet arkasına "senet bedeli alınmıştır" yazısının ... tarafından yazıldığının katılan tarafından ileri sürüldüğü, ancak ..."ın böyle bir yazı yazdığını hatırlamadığını beyan etmesi karşısında, iddianame ile katılanın ileri sürdüğü iddianın çelişmesi (katılan çelişkili beyanları ile asıl senedin icraya konduğunu ileri sürmesine rağmen iddianamede sahte senedin icraya konduğundan bahisle kamu davası açıldığı) nedeni ile, katılanın hem kendi beyanları arasındaki çelişki ile hem de katılanın iddiaları ve iddianame içeriği ile ilgili olan çelişki giderilmeden, ayrıca senet arkasında "senet bedeli alınmıştır" yazısının sanık ..."ın üvey oğlu ..."ın eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınmadan eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kabule göre,
    Temel ceza belirlenirken hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hapis cezasının yanında hükmolunan adli para cezasının ayrı bir gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,
    Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii ve sanık ...’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara