Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 10964 ada 1 parsel sayılı taşınmaza akaryakıt istasyonu, kahvehane, hamam vb. binalar yapmak suretiyle davalı tarafından haksız olarak müdahale edildiğini ileri sürerek , elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davacılık sıfatının ortadan kalktığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin reddine, davalının 1996 ila 2000 yılları arısında dava konusu taşınmaza müdahalesi bulunduğu gerekçesiyle de ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafların raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, imar parseline el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, diğer isteklerin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 477 sayılı kadastral parselin imar uygulamasına tabi tutulduğu ve çekişme konusu 10964 ada 1 parsel ile bir çok imar parsellerinin oluştuğu, İdari Yargı yerinde açılan dava sonucunda imar şuyulandırma işleminin Antalya 1. İdare Mahkemesinin 2001/229-1109 sayılı kararıyla iptaline karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, böylece 477 parsel sayılı taşınmazın geometrik ve hukuki durumuna dönülmesi zorunluluğunun doğduğu ve davacı Vakıflara, imar uygulaması neticesinde kadastral parseldeki hakkına karşılık olmak üzere verilen 10947 ada 11 parsel sayılı taşınmazın trampa edilmek suretiyle Hazineye ve ondan da Belediyeye geçtiği, açılan dava sonucunda da imar parseli iptal edilerek 477 kadastral parselin dönüşümüne dair verilen kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ne var ki bu kararın infaz edilmediği ve buna dair bir sicil kaydının oluşmadığı görülmektedir.
Öyleyse, eldeki davanın çözüme kavuşturulabilmesi açısından; anılan kararın infazının sağlanabilmesi için davacı tarafa olanak tanınması, infaz edilip sicil kaydı oluştuktan sonra işin esası incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi, öte yandan, çeşitli yazışmalardan iptal edilen imar uygulaması yerine yeni bir imar uygulaması yapıldığı izlenimi uyandığından, eldeki davada yıkım isteği de bulunduğu gözetilerek telafisi imkansız bir zarara neden olunmaması bakımından anılan ikinci imar işlemi sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
Hal böyle olunca, eksik inceleme ile yetinilerek karar verilmesi doğru olmadığına göre tarafların değinilen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,07.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.