Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13995 Esas 2011/826 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13995
Karar No: 2011/826
Karar Tarihi: 26.01.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13995 Esas 2011/826 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, davacının taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptalini istediği bir davaydı. Mahkeme, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Karar temyiz edildi ve Tetkik Hakimi raporu okundu. Dosya incelenerek, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini, yıkım isteklerine ilişkin olan davanın 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur denildi ve davacı Hazinenin temyiz itirazları reddedildi. Ancak, mahkemece 6099 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde irdeleme ve değerlendirme yapılarak davalı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olup olmadığı üzerinde durularak gerekçeleri de açıklanmak suretiyle bir hüküm kurulması istendi. Kararın bozulması gerektiği sonucuna varıldı.
Kanun maddeleri: 3621 Sayılı Yasa, 5841 Sayılı Yasa, 3402 Sayılı Yasa (12/3.maddesi, 36/A maddesi), 6099 Sayılı Yasa (16.maddesi, 17.m
1. Hukuk Dairesi         2010/13995 E.  ,  2011/826 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AMASRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/06/2009
    NUMARASI : 2008/103-2009/86

    Taraflar arasında görülen davada;   
    Davacı, davalılar adına kayıtlı 1657 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, tapu kaydının iptalini istemiştir.
    Davalı G D, davayı kabul ettiğini bildirmiş, diğer davalılar, yanıt vermemiş, dahili davalı Amasra Belediye Başkanlığı ise davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini, yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Diğer taraftan, temyiz aşamasında 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde;”... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu”hükmü öngörülmüş, ancak somut olayda olduğu gibi davanın yasa gereğince reddi halinde davada kendisini avukatla temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücreti verilip verilmeyeceği yönünden bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
    O halde, mahkemece 6099 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde irdeleme ve değerlendirme yapılarak davalı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olup olmadığı üzerinde durularak gerekçeleri de açıklanmak suretiyle bir hüküm kurulması için karar bozulmalıdır.
    Açıklanan nedenlerle, davacı Hazine’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara