Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/14001 Esas 2011/825 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/14001
Karar No: 2011/825
Karar Tarihi: 26.1.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/14001 Esas 2011/825 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/14001 E.  ,  2011/825 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇAYCUMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/06/2010
    NUMARASI : 2010/70-2010/418

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı adına kayıtlı 3802 parselin yaklaşık 13 dönümlük kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürüp, bu bölümün tapusunun iptali ile sicilden terkinini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar,  Dairece;"davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava; 3621 sayılı Kıyı Yasası’ndan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup yerel mahkemenin önceki kararı ile 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanması öngörülen 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin yerel mahkeme kararı benimsenmiş ve bu yönü itibariyle önceki karar kesinleşmiş ancak her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olacağı ilkesi gözetilmek suretiyle yargılama giderleri ve 1957 tarih, 6/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık ücreti bakımından karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Gerçekten de;  bozma kararına uyulmuş olmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluştuğuna göre bozma ilamında değinilen hususlar gözetilerek gerekli karar ittihazı zorunlu hale gelir. Mahkemece de bu husus benimsenerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md. ) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan sözetme olanağı yoktur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
    Hal böyle olunca; 6099 Sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı vekilinin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

    Hemen Ara