Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları A..in 6, 9 ve .. parsel sayılı taşınmaz ile .... plaka sayılı traktörü mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğlu ve gelinine bağışlamak istediği halde satış göstermek suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapunun ve traktörün satışına ilişkin işlemin iptali ile payları oranında mirasçılar adına tescilini, olmazsa tenkisini istemişler, 01.09.2005 tarihli dilekçe ile 9 parsele ilişkin isteklerini atiye bırakmışlar, birinci bozma ilamından sonra verdikleri dilekçe ile de, miras payları oranında iptal ve tescil istediklerini bildirmişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; "... Hükme yeterli bir araştırma yapılmadığı, miras bırakanın gerçek iradesi açıklıkla belirlenmediği gibi dava konusu taşınmazların temlik tarihlerindeki gerçek değerleri ve bedel ödenip ödenmediği hususunun saptanmadığı, hal böyle olunca, dava konusu taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, menkul niteliğindeki traktör yönünden ise Borçlar Kanununun 18.maddesi gereğince genel muvazaa hükümlerine göre açıklanan ilkeler kapsamında öncelikli istek olan tapu iptal ve tescil yönünden hükme yeterli bir araştırma yapılması gerektiği halde eksik soruşturma ile yetinilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı " gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, traktörle ilgili davanın reddine, 9 parsel yönünden davanın atiye bırakılmasına, diğer dava konusu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi
raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre, tarafları lehine usulü kazanılmış hak doğacağı kuşkusuzdur.
Ne var ki; mahkemece bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma kararını karşılar şekilde gerekli araştırma ve soruşturmanın yapıldığı söylenemez..
Hal böyle olunca; bozmada değinildiği biçimde tarafların tüm delillerinin toplanması, yeniden keşif yapılarak taşınmazların akit tarihindeki gerçek bedellerinin saptanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, miras bırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yönler hususunda durulmaksızın yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.