Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 1636 parsel sayılı taşınmazına, komşu 1630 parsel maliki davalının garaj yaparak tecavüz ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaza tecavüzünün bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, savunma yolu ile de tecavüz var ise temliken tescile karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava değerine göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; yargılama sırasında mahkemece belirlenen dava değeri gözetilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu benimsenmek suretiyle yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, davalının yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettirdiği gözardı edilerek vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmamış olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, 25.04.1945 tarih 21-7/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi uyarınca davalı yararına vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.