Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13639 Esas 2011/663 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13639
Karar No: 2011/663

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13639 Esas 2011/663 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/13639 E.  ,  2011/663 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ     : KARABURUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ     : 14/07/2009
    NUMARASI     : 2008/94-2009/54

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, davalıların kayden malik olduğu çekişmeli 912 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ile terkinine  karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen ve dâhili davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak önceden verilen karar Dairece; “…..14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesine eklenen 3. fıkra 2 ve 3. cümle ve geçici 10. maddedeki düzenlemeler karşısında 10 yıllık hak düşürücü sürenin hazine yönünden dolduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi ”gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak  yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, harç , yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davacının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Karar, davacı hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, kadastro tespit tarihi ile dava tarihi arasında 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa"nın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği saptanarak, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazinenin öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Diğer taraftan, yargılama sırasında yürürlüğe giren 11.1.2011 tarih ve 6099 sayılı yasanın 16.maddesiyle değişik 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde; “... yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği...” hükmünün getirilmiş olması karşısında, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması da doğrudur.
    Öte yandan; kural olarak davacının davasında haksız çıkmış olması halinde, davalı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayini gerekeceği açıktır.
    Ne varki, genel kuralın istisnası olarak hak düşürücü sürenin hukuki niteliği, yerleşik yargıtay kararları ve yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği hususları birlikte gözetilerek, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemiyeceğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar bir verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.
    Davacı Hazinenin,  temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.01.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     


     

    Hemen Ara