Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/165 Esas 2011/650 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/165
Karar No: 2011/650

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/165 Esas 2011/650 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine, davalıların 1142 parsel sayılı taşınmazının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptali, el atmanın önlenmesi ve yıkım istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, sonradan yürürlüğe giren bir kanun maddesi gereği, kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, davalı tarafın avukatlık ücreti konusunda bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda, kanun maddesi ve genel ilkeler gözetilerek bir değerlendirme yapılmalı ve hüküm bozulmalıdır. Kanun maddeleri: 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 36. maddesi (36/A md.), 6099 Sayılı Yasa.
1. Hukuk Dairesi         2011/165 E.  ,  2011/650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ERDEMLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/05/2009
    NUMARASI : 2005/255-2009/180

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, davalılar adına kayıtlı 1142 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının  kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyıda kalan kısmın tapu kaydının iptali, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile değişik 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md. ) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.   
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan sözetme olanağı yoktur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.                              
    Hal böyle olunca; 6099 sayılı Yasa  düzenlemesinde  davalı  tarafın  avukatlık  ücretinden  ve yargılama  giderlerinden  sorumlu  tutulmayacağı öngörülmüş olmakla  beraber  davalı  tarafa avukatlık  ücreti  verilip  verilmeyeceği hususunda  bir  düzenlemeye yer  verilmemiştir. O halde  anılan  yasal  düzenleme  ve  genel  ilkelerde  gözetilerek  bir  irdeleme  ve  değerlendirme  yapılıp  gerekçelendirmek  suretiyle  bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,
    24.01.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara