Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13500 Esas 2011/639 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13500
Karar No: 2011/639
Karar Tarihi: 24.01.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13500 Esas 2011/639 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/13500 E.  ,  2011/639 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/02/2010
    NUMARASI : 2002/698-2010/56

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; 
    Davacı, davalılar adına kayıtlı 2539 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülke konu olamayacağını ileri sürerek, iptal ve terkin isteğinde bulunmuştur.
    Bir kısım davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davanın 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteklerine ilişkin olup, mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar  verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Hemen belirtilmelidir ki, yargılama sırasında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle yürürlüğe konulan 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde; “...yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği “hükmünün getirilmiş olması karşısında, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmış olması da doğrudur.
    Ayrıca, davacının davasında haksız çıkmış olması halinde, kural olarak davalı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayini gerekeceği açıktır. Ancak, genel kuralın istisnası olarak yerleşik Yargıtay kararlarına göre, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği nedeniyle yargılama giderine ve davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği sabittir.
    O halde, davalı lehine avukatlık ücreti hükmedilmiş olması doğru değildir.
    Davacı Hazinenin, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara