Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 749 parsel sayılı taşınmazına 748 parsel maliki davalının 5 metrelik çekme mesafesine uymayan inşaatı ile haksız müdahalesinin olduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı taşınmazına el atma olgusunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmazlara el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 749 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, eski 748 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına kayıtlı olduğu, 748 parsel üzerindeki binanın davacıya ait 749 parsel sayılı taşınmaza taşkın bulunmadığı, davalının istemi üzerine 748 parselde 3194 sayılı yasanın 16. maddesi gereğince yola terk işlemi yapıldığı, ne var ki bu işlem yapılırken fen bilirkişisinin krokisinde B ve C harfleriyle gösterilen ve esasen 749 parsel kapsamında kalan bu bölümlerin 748 parsel sayılı taşınmazın içerisinde bulunuyormuş gibi kroki düzenlenerek uygulama yapıldığı ve sonucunda 748 parsel sayılı taşınmazın 10373 ada 2 parsel numarasını aldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda 3194 sayılı yasanın 16. maddesi uyarınca yapılan işlemin tarafı olmayan davacıyı bağlayacağından söz edilemez. Öte yandan bu işlem sonucu davacının taşınmazının bir bölümünü davalıya ait parsel kapsamında gösterildiğine göre, davacının mülkiyet hakkına hukuksal anlamda tecavüz bulunduğunun ve muaraza yaratıldığının kabulü gerekir.
Diğer taraftan davacı tarafından iddia edilen çekme mesafesine uyulmadan inşa edilen yapı bulunduğu olgusu imar mevzuatını ilgilendirdiğinden ancak 3194 Sayılı Yasanın 32 ve 42. maddeleri gereğince idari yaptırımı gerektirebilecektir.
Hal böyle olunca A ve B harfleriyle gösterilen kısımlara yönelik el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığına göre davacının değinilen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.