Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı M.A.."nin malik olduğu 9029 parsel sayılı taşınmazdaki 40/252 payın davalı O.. P.."e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiğini, onun da muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiğini, davalı Z.."ye yapılan satışın sahte imza ile gerçekleştirildiğini, ondanda diğer davalılara yapılan devirlerin usulsüz olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile miras bırakan adına tescilini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece,H.U.M.K."nun 409. maddesi uyarınca harç ikmal edilmeden davaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve terekeye iade isteğine ilişkindir.
Mahkemece, harç ikmal edilmediği gerekçesiyle HUMK"nun 409. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden davacının, miras bırakanı M.A."ye ait 9029 parsel sayılı taşınmazdaki 40/252 payın,O.. P.."e temlikinden sonra O.. aleyhine 2007/798 esas sayılı iptal tescil istekli dava açıldığı ancak dava konusu payın O. tarafından Z.."ye sahte imza ile temlikinin sağlandığı, daha sonra iki kez daha el değiştirdiği ileri sürülerek tapunun iptali ile muris adına tescil isteğinde bulunuldugu 9.11.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı olan 1/4 oranında taşınmazın değeri üzerinden harç ikmaline karar verilmesi ve adli müzaharetten yararlanmak isteğini talep ettiği görülmektedir.
Ne var ki, davacının adli yardım isteği bakımından olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği gibi, eldeki dosyanın Küçükçekmece 1. Aliye Hukuk Mahkemesinin 2007/ 798 esas-2010/29 karar sayılı dava dosyası ile irtibatlı olduğu birlikte değerlendirilmesi gerektiği de sabittir.
Bilindiği üzere, adli yardım 1086 sayılı HUMK"nun 465 ile 472. maddelerinde düzenlenmiş olup, fakir bir kimsenin bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masraflar, sağlayamaması durumunda bu mali külfetten geçici olarak muaf tutulmasıdır. Anılan maddelerde adli yardım yargılamanın hangi aşamalarında yapılacağı hususunda bir açıklık da yer almamıştır.
Ancak, aynı kanunun 469/ 2 maddesinde " müzaharefi adiye esnayi muhakemede dahi talep olunabilir. Bu talep kabul edilirse evvelce yapılmış olan masarife teşmil edilmez. Yeni bir sebep zuhurunda reddedilen müzaharet talebi tekrar edilebilir " hükmü yer almakta olup, kanun yollarına başvuru için dahi adli yardım istenemeyeceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Karar kesinleşene kadar yargılama faliyeti süreceğine ve henüz sonlanmamış olduğuna göre kanun yoluna başvuru içinde adli yardım isteminde bulunulması olanaklıdır.
Hal böyle olunca, öncelikle davacının adli yardım isteği yönünden bir karar verildikten sonra eldeki dava dosyasının Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/798 esas sayılı dava dosyası ile fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gözetilerek birlikte değerlendirilmek üzere dosyaların birleştirilmesi, ondan sonra Türk Medeni kanunun 640. maddesi koşullarının yerine getirilerek davada dayanılan iddialar yönünden hükme yeterli bir araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.