Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 4017 ve 4018 parsel sayılı taşınmaza komşu 3397 parsel malikleri davalılar tarafından sınırda 1 ila3 metre genişlikte müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, kadastro tespitinde kayma yapıldığını, kusurları olmadığını, eski sınırlara göre taşınmazlarını kullandıklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, bilirkişilerce kadastro çalışmalarında kayma yapıldığı belirlenmiş ise de davacının çapa dayanarak dava açtığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece kayden davacıya ait 4017 ve 4018 parsel sayılı taşınmazlara, komşu 3997 parsel maliki davalıların bahçe duvarı yapmak ve bahçe olarak kullanmak suretiyle müdahale ettikleri belirlenmek ve kayda üstünlük tanımak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;
Bilindiği üzere elatmanın önlenmesi istekleri yıkımı kapsamaz, ancak yıkım istekleri elatmanın önlenmesini de kapsar.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde yıkım talebinde bulunmamış son celse yıkım isteği olduğunu belirtmiştir. Bu durumda yıkım isteği yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir davanın olduğu söylenemez.
O halde, istek dışına çıkılarak 4017 parsele taşkın olduğu belirlenen duvarın yıkımına da karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.