Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 5192 ada 1 parsel sayılı taşınmaz paydaşlarından H.. kızları A.. ve C.."in gaiplikleri nedeniyle Ankara Defterdarının kayyım olarak atındığını , kayyımla idare süresinin 10 yılı doldurduğunu ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 588. maddesi gereğince H.. kızları A..ve C..in gaipliklerine karar verilmesi ve taşınmazın Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile H.. kızları A.. ve C.."in Türk Medeni Kanununun 32. maddesi gereğince gaipliklerine karar verilmiştir,
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, gaiplik ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5192 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1349/336600 payının H..kızı A.., 639/336600 payının H.. kızı C..adlarına kayıtlı olup, taşınmazdaki bu payların on yılı aşkın süredir kayyım ile idare edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, TMK 588 maddesi uyarınca, gaiplik kararı verilerek, anılan payların hazine adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de; Türk Medeni Kanununun 588. maddesinde; "sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, o kimsenin gaipliğine karar verilir.
Gaiplik kararı verilebilmesi için gerekli ilan süresinde hiçbir hak sahibi ortaya çıkmazsa, aksine hüküm bulunmadıkça, gaibin mirası Devlete geçer.
Devlet, gaibe veya üstün hak sahiplerine karşı, aynen gaibin mirasını teslim alanlar gibi geri vermekle yükümlüdür." düzenlemesine yer verilmiş ve aynı yasanın 33/2, 3. maddesi hükmünde de; "mahkeme gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır.
Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır." hükmü öngörülmüştür.
Öyleyse, yukarıda değinilen düzenlenmeler gözetildiğinde bir kimse hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için diğer koşulların yanında en az iki kez ilan yapılması zorunludur.
Oysa somut olayda, bir kez ilan yapılmış ve bununla yetinilmek suretiyle mahkemece sonuca gidilmiştir.
Diğer taraftan, davacı hazine gaiplik kararı ile birlikte Türk Medeni Kanununun 588. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi uyarınca gaibin mirasının Devlete geçmesi isteğinde de bulunmuştur. Ne varki mahkemece bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
O halde kurulan hükmün doğru olduğu söylenemez. Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.