Esas No: 2010/13855
Karar No: 2011/389
Karar Tarihi: 20.01.2011
Çaplı Yere El Atmanın Önlenmesi - Yıkım - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13855 Esas 2011/389 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2010/13855 E., 2011/389 K.
1. Hukuk Dairesi 2010/13855 E., 2011/389 K.
- ÇAPLI YERE EL ATMANIN ÖNLENMESİ
- YIKIM
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 683 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 203 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 9854 sayılı parseline komşu parsel maliki davalının haksız olarak duvar yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuş, yargılama sırasında davasından feragat etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, karşı davasında iyiniyetli olduğunu belirtip, Türk Medeni Kanununun 683. maddesi gereğince davasının kabulünü istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın feragat nedeniyle reddine, karşı davanın ise süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Berna Dizdaroğulları Koç"un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR
Asıl dava çaplı yere elatmanın önlenmesi ve yıkım; karşı dava ise Türk Medeni Kanununun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl dava yönünden davacı vekilinin 1.6.2009 günlü imzalı beyanı ile davasından feragat ettiği; bu beyanın tek taraflı bir irade beyanı ile tamamlandığı,HUMK"nun 94. maddeleri uyarınca açmış olduğu bir davayı sonuna kadar sürdürmeye zorlamayacağı ve hüküm kesinleşinceye kadar feragat edilebileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Karşı dava yönünden ise dosya içeriği ve toplanan delillerden, asıl dava dilekçesinin davalıya (karşı davacı) 20.08.2008 tarihinde tebliğ edildiği; karşı dava dilekçesinin ise 26.09.2008 tarihinde verildiği, harcının da yaklaşık bir yıl sonra yatırıldığı gözetildiğine karşı davanın süresinde açılmadığı ve asıl davacının itirazına uğradığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda ,HUMK"nun 203. maddesinin açık hükmü karşısında karşılık davanın süresinde açılmadığı sabittir.
Hal böyle olunca, bu durumda sözü edilen davanın bağımsız dava niteliği taşıdığından davanın usul ekonomisi ve yarar dengesi ve dilekçenin harçlandırıldığı gözetilerek davanın ayrı bir esasa kaydedilmek üzere ayrılmasına karar verilmesi gerekirken reddedilmesi doğru değildir.
Davalılı (karşı davacı) bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.