Esas No: 2010/13177
Karar No: 2011/325
Karar Tarihi: 19.01.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13177 Esas 2011/325 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/07/2010
NUMARASI : 2009/230-2010/516
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, iştirak halinde maliki oldukları 306 parsel sayılı taşınmazlarına, komşu 303 parsel maliki davalının tecavüz ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, taşınmazının miktarının belli olup, 1957 yılından beri taşınmazını aynı sınırlar itibariyle kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne dair verilen karar Dairece; “... eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden dava dışı 302 parsel maliki tarafından tersimat hatası bulunduğu gerekçesiyle idareye yapmış olduğu müracaat neticesinde gerçekten de hatanın bulunduğu saptanarak taraflara ait taşınmazların yüzölçümlerinin değiştirildiği ve buna göre de mülkiyet durumlarının belirlendiğinin görüldüğü, idarece yapılan düzeltmeye karşı davacılar tarafından Sulh Hukuk Mahkemesinde açtıkları davanın ret ve açılmamış sayılması kararı ile sonuçlandığının anlaşıldığı, buna göre, yapılan tersimat düzeltmesinin halen ayakta olduğu, mahkemece ise tersimat hatasının düzeltilmesinden önceki çaplar gözetilerek keşif yapılıp buna göre de karar oluşturulmuş olduğu, hatanın giderilmesi sonucu taşınmazların geometrik durumlarında değişiklik olduğu gözetilmek suretiyle buna ilişkin haritanın keşfen uygulanarak davalının davacılara ait taşınmaza bir elatma olgusunun bulunup bulunmadığının belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerektiği, ” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; bir kısım davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacı M..Y..tarafından açılan elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar H.. Y.. ve F..D.. Yiğit tarafından açılan davanın HUMK"un 409/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacı M.. Y..tarafından açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK"nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
Ne varki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde HUMK"nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
Mahkemece, kısa kararda “ Davanın kabulüne, Milas İlçesi Ekinanbarı Köyü 306 parsel sayılı taşınmaza davalı 303 parsel tarafından yapılan ve fen bilirkişisinin 28.06.2010 tarihli raporunda B harfi ile gösterilen 215,34 m²" lik yere yapılan müdahalenin men"ine, davacının ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, bu sebeple 56,67.-TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda bu hükme ilave olarak “ Davacılar H..Y.. ve F.. D.. Y..tarafından açılan davanın HUMK"nun 409/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına” şeklinde karar eklenmek suretiyle değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.