Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8321 Esas 2011/300 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/8321
Karar No: 2011/300
Karar Tarihi: 18.01.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8321 Esas 2011/300 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/8321 E.  ,  2011/300 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ERDEMLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/03/2009
    NUMARASI : 2006/29-2009/252

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;                                                                      
    Davacı, kayden maliki olduğu 209 parsel sayılı taşınmaza davalıların ev ve sera yapmak suretiyle  müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuş; bilahare davalı Hasan yönünden ecrimisil isteğinden feragat etmiştir.
    Davalı H.., davayı kabul etmiş, diğer davalılar iyiniyetli zilyet olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar; ayrıca davalılardan M..  ve H.. birleştirilen dava ile faydalı masraflar yaptıklarını ileri sürerek, tazminat isteğinde bulunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı Hasan yönünden elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar Veli, Mehmet ve Havana yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne; birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.                    
    Karar, davalı Veli vekili ve davalılar-(karşı davacılar) vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.01.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil M..T.. ve vekili Avukat S P.ile yine  temyiz eden V..Ş.vekili Avukat H.E.geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat ile davalı H. U. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, çaplı   taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine  ilişkin olup, mahkemece, hükmü temyiz eden davalılar M., V.. ve H. hakkında asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine  karar   verilmiştir. 
     Gerçektende, kayden davacı M.Ö."e ait çekişme  konusu 209 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişinin  29.3.2007 tarihli krokisinde taşınmazın doğu tarafında kalan pembe ve sarı renkle gösterilen bölümlere davalılar M. ile eşi H."nın  ev ve sera yapmak; diğer davalı V."nin ise taşınmazın içinden geçen ve fiilen yol olarak kullanılan kısmın güneyinde kalan yine sarı ve pembe  renkle boyalı kısımlara sera yapmak  suretiyle haklı ve geçerli bir nedenleri bulunmaksızın el attıkları ve kullanmaya devam ettikleri; yapılan muhtesatların, TMK"nun 684. maddesinde öngörülen bütünleyici parça (mütemmim cüz) niteliğinde olmayıp, TMK"nun 728. maddesinde öngörülen taşınır mal niteliğinde olduğu belirlenerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve belirlenen ecrimisil yönünden,  davalılar  V., H.  ve  M."in taşınmazın önceki malikinin bazı mirasçılarından haricen satın alma olgusuna, önceki malikin terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olması sebebiyle değer verilemeyeceği, TMK"nun 994. maddesi hükmünün olayda tatbikine olanak bulunmadığı, somut olayın TMK"nun 995. maddesi hükmü kapsamında olduğu  gözetilerek, hapis hakkı tanınmaksızın davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.  Davalıların, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteği yönünden  temyiz istekleri yerinde değildir, reddiyle bu yönden aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA.
    Ancak, davalılar M..ve H.."nın birleşen dava ile davalı V."nin ise savunma yoluyla, çekişme konusu taşınmaza  zorunlu ve faydalı masraflar yaptıklarını ileri sürerek tazminat isteğinde bulundukları, keşfen elde edilen bilirkişi raporunda, çekişmeli yerlerin imar ve ihya edilmeden tarım ve kültür arazisi olarak kullanılmasının olanaksız olduğu bildirildiği gibi dinlenen tüm tanıklarında adı geçen davalıların ayrı ayrı emek ve para sarfederek taşınmazı imar ve ihya ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 994. ve 995.  maddelerinde öngörülen yasal düzenlemeler gereğince, davalı tarafın kendisine karşı açılan bir davada ayrı bir davaya konu etmeksizin, yaptığını bildirdiği masrafları aynı dava içinde savunma yoluyla istemesi olanaklıdır.
    O halde, taşınmazın kültür toprağı haline getirilebilmesi için sarfedilen para ve emeğin parasal değerinin belirlenmesi, yukarıda açıklandığı üzere harici satışa değer verilemeyeceği, somut olayın TMK"nun 995. maddesi kapsamında kaldığı gözetilerek, davalılar M.., H.. ve Veli"nin  kötüniyetli olmaları nedeniyle hapis hakkı tanınmaksızın belirlenecek tazminatın hüküm altına alınması gerekirken bu isteğin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Adı geçen davalıların temyiz itirazları bu yönü itibariyle yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 825.00.-"şer TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 18.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


     

    Hemen Ara