Esas No: 2012/16930
Karar No: 2012/15961
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16930 Esas 2012/15961 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2010
NUMARASI : 2008/574-2010/222
Yanlar arasında görülen eski hale ihya sureti ile tescil, mümkün olmaz ise bedel davası sonunda, yerel mahkemece, dahili davalı yönünden husumetten davanın reddine, eski hale ihya isteğinin kabulü ile çekişme konusu yerin park ve orman alanında kaldığı gerekçesi ile sicilden terkinine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 38 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bilahare Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından aynı alanda yapılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.
Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın sicil kaydının dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise bedel istekli eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. (6100 sayılı HMK."nın 297.maddesi) (6100 sayılı HMK."nın 297.maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede (6100 Sayılı HMK"nın 294. ve 298/2. maddeleri) öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
Ne var ki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının (6100 Sayılı HMK"nın 294/4. maddesi) getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde yasal düzenlemelere uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile Usul Yasasının yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
Somut olayda, Mahkemece, kısa kararda; “ Davalı yerin Seyhan Belediyesi adına kapanan yollardan ihdas edildiği anlaşıldığından davanın reddine ” şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda bu hükme yer verilmeyerek değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
Kabule göre de; ihyaya karar verildiği halde aynı hükümle davanın reddine şeklinde karar verilerek infaza elverişli olmayacak ve birbirine müterafik fıkralar içerecek şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Yine kabule göre; çekişme konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediye sınırları içerisine alındığı ve dahili davalı Çukurova Belediyesi"nin Seyhan Belediyesinin halefi konumunda olduğu halde Çukurova Belediye yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.