Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana 3. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 28.05.2010 gün ve 2008/590 esas 2010/369 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 20.06.2011 gün ve 4218-7252 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde taraflar vekilleri tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava ve birleşen dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ile hazine adına tescili olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, eski hale ihya isteğinin kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ve dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece; Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde A-B ve C ile gösterilen bölümler yönünden eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu, ne var ki, mahkemece, imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı gibi, kadastral parsel kapsamında kaldığı anlaşılan bilirkişi krokisinde ""D"" ile gösterilen parsel alanının kabul kapsamı dışında bırakılmasının da isabetsiz olduğu"" hususlarına değinilerek bozulmuş, davacı vekili ile davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; Dairenin anılan bozma kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan; davanın açılmasına davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile Seyhan Belediyesi"nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek Seyhan Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği Çukurova Belediyesi"nin sorumlu olduğu bu durumda yargılama giderlerinin tamamından ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Çukurova Belediye Başkanlığının sorumlu tutulması gerekirken yargılama giderlerinin bir bölümünün Hazine üzerinde bırakılması, davalı olan imar parsel malikleri ve davalı Belediyeler yararına avukatlık ücretinin hüküm altına alınması da isabetsizdir.
Diğer taraftan; dava kabul edildiği halde, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de yerinde değildir.
Değinilen bu hususlar karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Dairenin 20.06.2011 tarih, 2011/4218 Esas, 2011/7252 Karar sayılı bozma ilamına yukarıda belirtilen gerekçeler ilave edilmek suretiyle yerel mahkemenin 28.05.2010 tarih, 2008/590 Esas, 2010/369 sayılı kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair karar düzeltme istekleri yerinde görülmediğinden REDDİNE, 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.