Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1600 Esas 2015/2303 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1600
Karar No: 2015/2303
Karar Tarihi: 24.06.2015

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1600 Esas 2015/2303 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından açılan sahte belge düzenleme suçundan yargılanan işyeri sahibi sanığın yaptığı savunma doğrultusunda, mahkemeye sunulan kanıtların gerçeği yeterince açıklayabildiği ve eylemin yeterince sabit olmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak, Yargıtay'ın denetim yapabilmesi için kararın açık olması gerektiği ve yeterli araştırmanın yapılmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle, mahkeme kararı bozulmuştur. Bu kapsamda, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. ve 5. fıkra hükümleri de dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Anayasa'nın 141, 5271 sayılı CMK'nun 34, 230, 232 ve 289. maddeleri, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. ve 5. fıkra hükümleri, CMUK'un 321. maddesi.
21. Ceza Dairesi         2015/1600 E.  ,  2015/2303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Beraat

    Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230, 232 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, hükmün dayanaklarının gerekçeleriyle kararda açıklanıp gösterilmesi gerektiği cihetle; işyeri sahibi sanığın, mağdurun kimlik bilgilerini kullanarak adına haberi olmadan sahte telefon abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiasıyla açılan davada; sanığın yüklenen suçu kabul etmeyerek, sahtecilik yapmadığını, işyerinde uygulamaları gereği ibraz edilen kimliğe göre abonelik sözleşmesi düzenlediklerini söylemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, suça konu abonelik sözleşmesindeki yazı ve imzaların sanığa aidiyetinin araştırılması, ilgili GSM şirketinden bu hatta ilişkin suç tarihlerini kapsar HTS raporlarının getirtilerek, en çok görüşme yapılan yeteri kadar şahsın tanık sıfatıyla dinlenmek suretiyle anılan hattın fiilen kim tarafından kullanıldığı, fatura ödemesini yapan kişi belirlendikten sonra, hattı fiili olarak kullanan kişinin sanık olup olmadığı, sanıktan başkası ise sanıkla yakınlık- tanışıklık durumunun da araştırılarak eylemin sübutu halinde, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. ve 5. fıkra hükümleri de değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu ve yukarıda açıklanan ilkelere de uyulmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki istem gibi BOZULMASINA, 24.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara