Esas No: 2014/2423
Karar No: 2016/5767
Karar Tarihi: 02.06.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2423 Esas 2016/5767 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hüküm ile resmi belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen hükme ilişkin gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanununun 16. maddesine aykırı olarak sanıkla aynı konutta oturmayan kişiye tebliğ edilmesi nedeniyle tebligatın usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilip yapılan incelemede,
Sanığın özürlü olmadığı halde maaş alacak düzeyde özürlü olduğuna ilişkin sahte sağlık kurulu raporu aldığı ve bu raporla Sosyal Güvenlik Kurumundan birden fazla maaş alarak kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
5271 sayılı CMK"nun 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMUK"nun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığın, katılana yönelik eylemi nedeniyle kurulan hükümde, 5237 Sayılı TCK"nın 158/1-f-son maddesi gereğince 3897,55 TL, haksız menfaatin iki katının 7795,10 TL olması dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 390 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 43/1. maddesi gereğince 1/4 oranında artırılıp 487 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasından 1/6 oranında indirim yapılıp 405 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, yine aynı yasanın 52. maddesi uyarınca günlüğü 20 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 8100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında, netice olarak 6495,91 TL olarak eksik adli para cezası tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak yerine "sanığın, TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkrasının c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme, 1.fıkrada yazılı diğer haklardan ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" paragrafı yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.