Esas No: 2016/659
Karar No: 2016/5685
Karar Tarihi: 01.06.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/659 Esas 2016/5685 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine yönelik hükümler, sanık ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında "16/02/2007" olarak eksik yazılmış olan suç tarihlerinin 18/01/2007, 16/02/2007, 24/05/2007 olarak, "Telekomünikasyon A.Ş Antalya İl Müdürlüğü" şeklinde eksik yazılmış olan katılan isminin "Türk Telekomünikasyon A.Ş Antalya İl Müdürlüğü" olarak, hüküm fıkrasında "Telekomünikasyon AŞ" olarak yazılmış olan katılanın isminin "Türk Telekomünikasyon A.Ş" olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın ..... kimlik bilgilerine havi ancak kendi fotoğrafı yapıştırılan nüfus cüzdan talep belgesi düzenlettiği ve bu belgeyi kullanmak suretiyle nüfus müdürlüğünden içerik itibariyle sahte nüfus cüzdanı aldığı, kamu kurumu niteliğinde olan nüfus müdürlüğünün maddi varlığı olan bu nüfus cüzdanını kullanarak Türk Telekomünikasyon A.Ş. Antalya İl Müdürlüğünden hat tesis ettirilip fatura bedellerini ödememek sureti ile kurumu dolandırdığı, ve ayrıca Vodafone Telekomünikasyon A.Ş."den imzaladığı sözleşme ile hat aldığı iddia olunan olayda;
1-Sanık hakkında Türk Telekom A.Ş."ye yönelik nitelikli dolandırıcılık verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
a) Mahkemece 5237 sayılı TCK"nun 158/1-d-son maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ve 85 gün adli para cezası belirlendikten sonra 85 gün adli para cezasının 5237 sayılı TCK"nun 52/2 maddesi gereğince günlüğü 20 TL den olmak üzere 1.700 TL adli para cezasına çevrilmesi sırada hüküm fıkrasında "Sanığın ekonomik sosyal durumu, paranın satın alma gücü göz önüne alınarak TCK nun 52/2 maddesi gereğince 1 günü taktiren 20 TL den olmak üzere para cezasına çevrilerek sonuç olarak sanığın 1 yıl hapis ve 1700 tl adli para cezası ile cezalandırılmasına, " denilmek suretiyle hapis cezasının yazım hatası sonucu 1 yıl olarak yazılmış olması,
b) Hüküm fıkrasının "6-A-)" maddesinde ".... katılan Türk Telekom AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.000"er TL makdu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılanlara verilmesine, " denildiği halde "6-B-)" maddesinde "Katılan Telekomünikasyon AŞ vekili duruşmalara hiç gelmediğinden 175 TL nin sanıktan alınarak katılana verilmesine,"denilmek suretiyle aynı katılan lehine iki kez ücrete hükmedilmiş olması
Kanuna aykırı, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan "Sanığın ekonomik sosyal durumu, paranın satın alma gücü göz önüne alınarak TCK"nın 52/2 maddesi gereğince 1 günü taktiren 20 TL den olmak üzere para cezasına çevrilerek sonuç olarak sanığın 1 yıl hapis ve 1700 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına," ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "sanığın ekonomik sosyal durumu, paranın satın alma gücü göz önüne alınarak TCK"nın 52/2 maddesi gereğince 1 günü taktiren 20 TL"den olmak üzere para cezasına çevrilerek sonuç olarak sanığın 2 yıl hapis ve 1.700 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına," ibareleri yazılmak suretiyle, yine hüküm fıkrasında "6-B-)" maddesinde yer alan "Katılan Telekomünikasyon AŞ vekili duruşmalara hiç gelmediğinden 175 TL nin sanıktan alınarak katılana verilmesine, " ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında katılan ....."e yönelik resmi belgede sahtecilik suçu suçundan verilen mahkumiyet, katılan ......"ye yönelik özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet, katılan..."ye yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet, katılan Türk Telekomünikasyon A.Ş."ye yönelik özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
a-Sanık hakkında katılan ....."e yönelik resmi belgede sahtecilik suçu suçundan verilen mahkumiyet, katılan....."ye yönelik özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet, katılan Türk Telekomünikasyon A.Ş."ye yönelik özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümleri yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.11.2013 tarih ve 2012/11-1376- 2013/458 sayılı kararında da belirtildiği üzere “Aynı suç 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde; “Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır” denmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuştur. Öğretide de “aynı suçtan anlaşılması gerekenin, aynı suç tipi olduğu”, kanunda düzenlenen suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz edileceği, suçun ismi farklı ise artık aynı suçtan bahsedilemeyeceği kabul edilmektedir. Buna göre suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz etmek mümkün iken, suçun ismi değiştiğinde artık aynı suçtan bahsetmek mümkün değildir. Örneğin dolandırıcılık ile nitelikli dolandırıcılık eylemleri aynı suç sayılır iken, dolandırıcılık ile güveni kötüye kullanma, hırsızlık ile dolandırıcılık, hırsızlık ile suç eşyasını satın alma aynı suç kavramı içerisinde değerlendirilemeyecektir. Aynı suç kavramına, suçun teşebbüs aşamasında kalmış hali de dahildir. Zincirleme suç oluşturan eylemlerden bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı da teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, işlenen suçların isimleri değişmediği sürece, aynı suç sayılacaktır.
Sahtecilik suçları bakımından ise kanun koyucunun resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarını benzer şekilde düzenlemesi, her iki suçta korunan hukuki yararın kamu güveni olması, suçların mağdurunun geniş anlamda toplumu oluşturan tüm bireyler olması ve suç isimlerinin aynı olması nedeniyle, resmi belgede sahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçunun “aynı suç” kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.""
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın ..... kimlik bilgilerine havi ancak kendi fotoğrafı yapıştırılan nüfus cüzdan talep belgesi düzenlettiği ve bu belgeyi kullanmak suretiyle nüfus müdürlüğünden içerik itibariyle sahte nüfus cüzdanı aldığı, kamu kurumu niteliğinde olan nüfus müdürlüğünün maddi varlığı olan bu nüfus cüzdanını kullanarak Türk Telekomünikasyon A.Ş. Antalya İl Müdürlüğünden hat tesis ettirmesi ayrıca Vodafone Telekomünikasyon A.Ş."den imzaladığı sözleşme ile hat alması şeklindeki eylemlerinin bir bütün halinde TCK 204, 43. maddelerindeki zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde ayrıca iki kez özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğundan bahisle yazılı şekilde hükümler kurulması,
b-Sanık hakkında katılan ....."ye yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 gün, 50/105, 01.06.1999 gün, 137/146, 10.10.2000 gün, 175/193, 23.10.2001 gün, 226/227 ve 30.05.2006 gün 173/145 sayılı kararlarında ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK.nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 19/09/2009 gün ve 2009/21979 sayılı İddianamesi ile katılan ...."ye yönelik sadece "Özel belgede sahtecilik" suçundan dolayı kamu davası açılmış olduğu, katılan....."ye yönelik "nitelikli dolandırıcılık" suçundan dolayı kamu davası açılmamış olduğu halde, iddianamede tavsifi yapılan bu suçla bağlı kalınarak yargılamaya devamla karar verilmesi gerektiği, sevk ve tavsife göre,“nitelikli dolandırıcılık” suçundan açılmış dava bulunmadığı, ayrıca her iki suçun da birbirlerinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu gözetilmeden, iddianame dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan “nitelikli dolandırıclık” suçundan yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Bozmaya uyularak kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.