Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/22487 Esas 2016/5592 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/22487
Karar No: 2016/5592
Karar Tarihi: 31.05.2016

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/22487 Esas 2016/5592 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2013/22487 E.  ,  2016/5592 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
.

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ..., ... ile suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ..."in; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."nın beraatına; resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılmasına rağmen, bu suçla ilgili bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Emlakçılık işi ile uğraşan katılan sanık ..."in, işlerin takibi hususunda muhasebeci olan sanık ..."yı görevlendirdiği, ..."nın da yanında çalışan sanık ..."e vekalet vererek işleri takip etmesini istediği, bunun üzerine ..."in sigorta primleriyle ilgili işlemleri takip etmesi için sanık ..."a vekalet verdiği, ayrıca sigorta primlerinin yatırılması için paraları da sanık ..."a teslim ettiği; ancak, sanık ..."ın sigorta primlerini yatırmadığı ve sanık ..."in talimatıyla suça sürüklenen çocuklar ..., ...ve ... ile sanık ...
.... ve sanık ..."in oğlu sanık ..."i, sanık ..."e ait işyerinde hiç çalışmadıkları halde çalışmış gibi gösterip, suça sürüklenen çocuklar ile sanıklar adına sahte işe giriş bildirgeleri düzenlediği iddia edilen olayda;
a- Sanıklar ..., ..., ..., ... ile suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Haklarında sahte olarak işe giriş çıkış bildirimi yapılmak suretiyle sigortalılık kaydı oluşturulan suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ..."in, sadece 2 gün sigortalı gösterildiklerinin tespit edildiği, mevzuat gereği adı geçenlerin 90 gün çalışması olmadığından kurum sağlık yardımlarından faydalanmalarına yasal imkan bulunmadığı, vekil öğretmenlik yapan ve sigorta kaydı olan sanık ..."nın ise, çalışmadığı yaz aylarındaki boşluğu kapatmak amacıyla, sigorta primlerini yatırması için sanık ..."a verdiği, eylem ileriye dönük erken emekliliğin sağlanması amacıyla yapılmış olsa dahi sosyal güvenlik kurumundan emekliliğin ileride yıl, yaş, hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısına göre oluşabilecek, birden ziyade koşulun bir arada gerçekleşmesi gereken bir durum olduğu, bu yönden sanıklar ve suça sürüklenen çocukların eyleminin hazırlık aşamasında kalacağı, bu aşamada herhangi bir haksız menfaat edinilmesinin ya da edinilmeye çalışılmasının söz konusu olmadığı, katılan kurumun işe giriş bildirgelerini denetleyerek işlemden kaldırabileceğinden bu haliyle sanıklara ve suça sürüklenen çocuklara atfedilen nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçun unsuru olan zarar olgusunun oluşmadığı, muhtemel bir zararının olup olmayacağının belirlenmesinin ise mümkün olmadığı, sanık ..."in, diğer sanık ..."in oğlu olup yaz aylarında babasına ait işyerinde çalıştığının sanık savunmaları ve tanık beyanları ile sabit olduğu, sanık ..."nın, ..."in işlerini kendisinin takip etmediği, ..."in vekaletle işleri yürüttüğü, ..."in yanında çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi gösterilen kişilere ve düzenlenen işe giriş bildirgelerine dair bilgisi olmadığı, yine ..."den sigorta primi olarak yatırılmak üzere herhangi bir para almadığına ilişkin savunması ile sanık ..."in, diğer sanık ..."ın eylemlerine katılmadığına, yanında çalışmayan kişilerin sigortalı olarak gösterilmesinden bilgisi olmadığına ilişkin savunmasının aksine, sanıkların mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla; sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş; yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden, sanık ... hakkında verilen beraat hükümlerinin bozulmasına yönelik tebliğname düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin verilen beraat kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
b- Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, müdafi olmadan karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlandığına, TCK 204 ve 155. maddelerinde düzenlenen suçların yasal unsurlarının oluşmadığına, yasaya aykırı olarak teşdit uygulandığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın düzenlemiş olduğu sigortalı işe giriş bildirgelerinin özel belge niteliğinde olduğu dikkate alınmadan ve TCK"nın 207. maddesinin uygulanması gözetilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Suça konu işe giriş bildirgelerinin aynı anda kuruma verilip verilmediği araştırılıp, sonucuna göre sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Sanığın savunmalarında, ..."in sözlü talimatına istinaden yanında çalışan ... çıkış işlemlerini yaptığını, .... kendisine sigorta primi yatırması için para vermediğini beyan etmesi, ..."in sanığa sigorta primlerini yatırması için para verdiğine ilişkin yazılı bir belge de bulunmaması karşısında, sanığın atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine dair, savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraatı yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 31/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











Hemen Ara