Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/13854 Esas 2012/15527 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13854
Karar No: 2012/15527

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/13854 Esas 2012/15527 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili isteğine ilişkindir. Hazine vekili, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek imar öncesi duruma dönülmesini ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescil edilmesini istemiştir. Davanın reddine karar veren yerel mahkeme, dava konusu taşınmazın park-orman alanında kaldığı ve eski hale ihyasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kaydın dayanıksız hale geldiği belirlenmiştir. İhdasen Hazine adına oluşan dava konusu parsel kapsamında kalan yer yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2012/13854 E.  ,  2012/15527 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/11/2010
    NUMARASI : 2008/254-2010/709

    Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili  tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi .....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, imar işleminin iptali nedeniyle  kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden davaya konu taşınmazın park- orman alanında kaldığı ve eski hale ihyasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde tescilsiz alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede  Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından  imar düzenlemesi yapıldığı, her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan  Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.
    Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescili istekli eldeki davayı açmıştır.
    Dava konusu yerin, yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediye sınırları içerisine dahil edildiği ve bu nedenle davalı Seyhan Belediyesi"nin taraf sıfatının kalmadığı gözetilerek Seyhan Belediyesi yönünden  yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak, sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kaydın dayanıksız hale geldiği ve sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmiş olup,  ihdasen Hazine adına oluşan dava konusu parsel kapsamında kalan yer yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hemen belirtmek gerekir ki;  iptal edilen imar düzenlemesi gereği çekişme konusu ihdas parselinin geometrik olarak bulunduğu yerin  park, yol ve orman gibi benzeri alanlara terkedilmiş olması da sonuca etkili değildir.  
    Hal böyle olunca; imar işlemlerinin idari yargı yerinde görülüp kesinleşen davalar ile iptal edildiği ve sicilin dayanağı kalmadığı gözetilerek eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabule göre de;  taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması da isabetsizdir.
    Davacı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK."un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.12.2012  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Hemen Ara