Esas No: 2013/27739
Karar No: 2016/5449
Karar Tarihi: 26.05.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/27739 Esas 2016/5449 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle,dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, ... Firmasından araç satın aldıkları, karşılığında ise sanık ...."e ait ancak diğer sanık .. tarafından keşide ve tanzim edilen .. Söke Şubesine ait 29.12.2008 keşide tarihli ve 21.000 TL bedelli çeki verdikleri, akabinde suça konu çekin 11.000 TL"lik kısmını ödedikleri geri kalan kısmını ödememeleri üzerine çeki elinde bulunduran katılan ... Şirketinin sanık ... hakkında icra takibinde bulunduğu, ancak sanık.."un çekte bulunan imzanın kendisine ait olmadığını söyleyerek borca itiraz ettiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Sanık ...."in aşamalarda değişmeyen ifadesinde, amcası olan diğer sanık .. ile ortak olarak ikince el oto alım satım işi yaptıklarını, ticari işleri nedeniyle amcasının çek hesabı açtırıp çek karnesi aldığını, tüm ticari işlerinde bu çekleri kullandıklarını, amcası hazır olmadığı zaman kendisinin çekleri tanzim edip verdiğini, ... isimli işyerinden bu şekilde bir çok kez alışveriş yaptıklarını, suça konu çeki de bu kapsamda diğer sanığın bilgi ve rızası dahilinde keşide ederek verdiğini, ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle boçlarını zamanında ödeyemediklerini söyleyerek atılı suçları kabul etmemesi, sözkonusu çek bedelinin 11.000 TL"lik kısmının sanıklar tarafından ödenmesi, diğer sanık ..."un kovuşturma aşamasında alınan ifadesinde, suça konu çeki kullanması için rızasıyla sanık ..."a verdiğini söylemesi, her ne kadar sanık .. daha önceki ifadelerinde, sözkonusu çeki kaybettiğini, haberi olmadan keşide edilip verildiğini belirterek borca ve imzaya itiraz etmiş ise de, sanıkların savunmalarının aksine baştan beri dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerine dair delil bulunmadığı, haksız menfaatin elde edilmesinden sonra yapılan hileli hareketlerin dolandırıcılık suçunu unsurları itibariyle oluşturmayacağı dikkate alınarak sanıkların yüklenen suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.