Esas No: 2013/31299
Karar No: 2016/5373
Karar Tarihi: 25.05.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31299 Esas 2016/5373 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ..... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Sanıklar..., ..."nın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine yönelik hükümler, O yer Cumhuriyet savcısı, sanık .... müdafii, sanık .... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık...."in ele geçirdiği suça konu sahte çekin ön yüzündeki yazıları diğer sanık ...."ya doldurttuğu ve mermer işinden kaynaklanan borcuna karşılık olarak ..."a verdiği, tahsil için bankaya ibrazında sahte olduğunun belirlendiği iddia olunan olayda,
1-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Suça konu çekin önceden doğan borç nedeniyle verilmesinden dolayı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, atılı suçun yasal unsurlarının bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, o yer Cumhuriyet savcısının suçun oluştuğu, beraat kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık .. müdafiinin sanığın suç kastı ile hareket etmediğine, sanık ...."in suçu kabul etmediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 gün ve 8-124-224 sayılı kararında açıkça belirlendiği gibi temel cezanın belirlenmesinde hakim somut olayda TCK nun 61/1. maddesini göz önünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirlerken aynı yasanın 3/1. maddesi uyarınca hüküm ile işlenen fiil arasında "orantı" bulunmasını gözetmek durumundadır. Hakimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin yasal ve yeterli olması denetime izin verecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde sabıkasız olan sanıkların çek bedelini ödeyerek zararı gidermiş olmaları, suça konu değer de gözetildiğinde alt sınırdan ayrılarak temel cezanın 3 yıl olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığından takdir hakkının hak ve nesafet kuralları sınırlarını aşar şekilde kullanılması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık .. müdafii, sanık ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.