Esas No: 2015/1337
Karar No: 2015/2217
Karar Tarihi: 22.06.2015
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1337 Esas 2015/2217 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanıkların, şikayetçi ile üç adet dairesini ofis olarak kullanmak üzere yaptıkları kira sözleşmesini, şikayetçinin haberi olmadan değiştirip, onun adına imzaladıkları, bu sahte kira kontratı ile bilgisayar, yabancı dil ve açıköğretim kursu açmak için İl Milli Eğitim Müdürlüğü"ne müraacaat ederek yüklenen suçu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanıklardan ..."ın, ..."nu tanımadığını, böyle bir işyeri kiralamadığını, kızına vekaletname vermediğini, kızının kiralayıp kiralamadığını da bilmediğini savunması, şikayetçi ..."nun da ..."ı hiç görmediğini ve tanışmadığını beyan etmesi, 25.08.2010 havale tarihli bilirkişi raporunda da suça konu belge üzerinde bulunan yazılar ile sanık Mehmet Han adına atfen atılı imzaların sanık ..."ın eli ürünü olmadığının tespit edilmesi karşısında, sanık ..."ın mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak somut kesin ve inandırıcı delilin elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, sanık ... yönünden ise; eylemin "faydasız sahtecilik" kapsamında kalıp kalmadığının tespiti yönünden, suça konu kira sözleşmesinde orjinaline göre yapılan değişikliklerin dershane işletim izni için gerekli olup olmadığı, bu değişiklikler yapılmayıp, gerçek olan kira sözleşmesinin Milli Eğitim Müdürlüğü"ne verilmesi halinde de aynı imkanlardan faydalanılıp faydalanılamayacağı ve kira sözleşmesinin kuruma kim tarafından sunulduğu hususlarının İl Milli Eğitim Müdürlüğü"nden sorulmasından sonra sonucuna göre sanık ..."ın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesi ile bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe olmadığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 22.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.