Esas No: 2013/32885
Karar No: 2016/5305
Karar Tarihi: 24.05.2016
Nitelikli dolandırıcılık - dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/32885 Esas 2016/5305 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık
Sanık ...."nın katılan ...."a karşı işlediği iddia olunan dolandırıcılık suçundan beraatına; sanık ...."nin katılan ...."a karşı işlediği iddia olunan nitelikli dolandırıcılık ve katılan ...."e karşı işlediği iddia olunan dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık ..... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık .. hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesinde;
Sanığın, bir tanıdığı vasıtasıyla tanışıp güven telkin ettiği katılan ...."a, kendisini .. isimli işyerinde işe aldırabileceğini söyleyerek katılandan toplamda 508 TL aldığı iddia edilen olayda; katılanın, sanığa ileride kendisine iş bulabileceği inancıyla güvenerek borç para verdiğini, ancak, sanığın kendisine iş vaadinde bulunmadığını belirtmiş olması karşısında, sanığın katılana iş bulma vaadiyle hileli bir hareket yönelttiği sabit olmadığından verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, o yer Cumhuriyet savcısının sanık ...."nın müşteki ..."a karşı işlediği dolandırıcılık suçunun sabit olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Sanık .... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık ....."nın, ..."nın Kadıköy ..."ta bulunan satış ofisine servis taşımacılığı yapan firmada şoför olarak çalıştığı, bu nedenle satış ofisinde görevli olarak bulunan satış şefi ..."nu tanıdığı, katılan ....."u.."de işe yerleştireceğini söyleyerek ..."ta bulunan satış ofisine götürdüğü, burada aracından inerek ofis binası önünde satış ofisi şefi olan .... ile konuştuğu, katılanın ise araçta kaldığı, katılanın yanına döndüğünde konuştuğu şahsın kendisini işe alacak kişi olduğunu söyleyerek katılanda güven telkin ettiği, sanık ..."nin ise ...."nın yönlendirmesiyle, kullandığı ... numaralı telefondan katılan ..."yi arayarak, kendisini .. satış ofisi şefi ... olarak tanıtıp, katılanı işe yerleştireceği şeklinde konuşmalar yaptığı, ...."nın da Anadolu Yakası Müdürü ... tarafından imzalanmış .. antetli sahte belgeler düzenleyerek ....."u ....."nda işe başlamış şekilde gösterip katılandan dosya masrafı ücreti olarak 3.000 TL aldığı; ...."nın bir kıraathanede tanıştığı katılan ...."e kendisinin milletvekillerine şoför ayarladığını, şöförlerden birisinin işi bırakacağını, katılanı onun yerine şöför olarak işe aldırabileceğini söylediği, sanık ...."yi de milletvekili danışmanı ... olarak tanıttığı ve telefonla bir kaç kez görüştüğü, katılanda bu şekilde güven oluşturduktan sonra, ilk olarak dosya masrafı adı altında 400 TL aldığı, akabinde yine dosya masrafı olarak 280 TL aldığı, daha sonra katılanın alkollü olarak araç kullanması nedeniyle ehliyetinin alınması işlemlerinde yardımcı olacağına inandırarak değişik zamanlarda toplamda 1.100 TL aldığı şeklindeki olaylarda;
Sanık ...."nin, ....."nın eylemlerine asli fail olarak iştirak etmek suretiyle suçları birlikte işlediğinin anlaşılması karşısında; sanığın, suçun işlenmesi sırasında diğer sanığa yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle yardım eden durumunda olduğunun kabulü ile hakkında TCK"nın 39/1-2-c. maddesinin uygulanması ve katılan...."den, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde haksız menfaat temin edilmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın suç işleme kastı ile hareket etmediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezaları alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezalarına esas alınması gereken tam gün sayılarının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, katılan ....."a yönelik eyleme ilişkin hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "180 gün", “90 gün”, “75 gün” ve “1.500 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "5 gün", “2 gün”, “1 gün” ve "20 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi; katılan E.. S.."e yönelik eyleme ilişkin hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "120 gün", “60 gün”, “50 gün” ve “1.000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "5 gün", “2 gün”, “1 gün” ve "20 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.