Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/11496 Esas 2012/15307 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11496
Karar No: 2012/15307

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/11496 Esas 2012/15307 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, mirasçısı olan G... G...'ün yaşlılığından, ehliyetsizliğinden ve hile ile aşırı yararlanma sağlanarak dava konusu taşınmazın davalıya gerçek bedelinin altında satıldığını iddia ederek tescil davası açmıştır. Mahkeme, davayı reddetmiştir. Ancak, davada katılımın sağlanması yasal bir zorunluluk olduğu ve davanın görülebilir olması için ortakların olurlarının alınması gerektiği belirtilmiştir. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine temsilci atanması gerektiği kabul edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. MK 701-703 ve 702/2 maddeleri konuyla ilgili olarak açık hükümler içermektedir.
1. Hukuk Dairesi         2012/11496 E.  ,  2012/15307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/04/2012
    NUMARASI : 2011/172-2012/94

    Yanlar arasında görülen tapu ipatli ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
     Davacı, dava dilekçesinde; murisi G... G..."ün yaşlılığından, ehliyetsizliğinden ve  hata ve hile ile aşırı yararlanma sağlanarak 16.01.2008 tarihinde dava konusu 175 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalıya gerçek bedelinin çok altında 15.000.-TL bedelle satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek davalı tapu kaydının iptali ile miras bırakanı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davada açıkça miras bırakanın ehliyetsizliği, hata ve hileye düşürüldüğü ve olayda gabin unsurlarının gerçekleştiği iddialarına dayanıldığı ve tüm mirasçılar adına tescil isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    Tüm bu istekler miras bırakana teban diğer bir deyişle muris adına (tereke adına) açılan davalardır. Bu nedenle öncelikle davada katılımın sağlanması yasal bir zorunluluktur.
    Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler  mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. 
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. 
     Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle sair hususlar incelenmeksizin hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2012  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Hemen Ara