Esas No: 2013/32247
Karar No: 2016/5217
Karar Tarihi: 23.05.2016
Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/32247 Esas 2016/5217 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılandan almış olduğu soğutucu makine karşılığında ......bankasına ait keşidecisi ...... şirketi olarak görünen suça konu 21.000,00 TL bedelli ve 05.12.2009 tarihli sahte çeki vermek suretiyle dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, suça konu çeki ...... isimli kişiden bu kişinin cirosunu almadan kabul edip katılana verdiğini, buna ilişkin fatura ve belgeleri de 2010/57610 soruşturma no’lu dosyaya ibraz ettiğini, ...... ile katılanın telefonla görüştüklerini belirterek suçlamaları kabul etmemesi ve ......’a ait 10.000,00 TL meblağlı çek ile ilgili olarak hakkında beraat hükmü verildiğinin 13.06.2012 tarihli duruşma tutanağından anlaşılmış olması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, katılanın yeniden beyanlarına başvurularak, ........’la telefon görüşmesi yapıp yapmadığı ile onu tanıyıp tanımadığı ve adres bilgilerini bilip bilmediğinin sorulması yanı sıra 10.000,00 TL meblağlı çek ile ilgili yürütülen ve incelemesi yapılan 2010/354 sayılı dosyanın aslı ya da onaylı örneğinin denetime elverişli olacak şekilde dosya arasına alınarak, M.. T..’a verilen çeklerden olduğunun tespiti halinde aradaki hukuki ve fiili irtibat da dikkate alınarak dosyaların birleştirilmesinin sağlanması, derdest olmadığından birleştirilmelerinin mümkün olmaması halinde ise onaylı suretinin bu dosya içine konulmasından sonra içerisindeki belgelere göre, ..........ın gerçek kişi olup olmadığı belirlenip, açık adres ve kimlik bilgilerinin araştırılması sonucunda, beyanlara başvurularak eylemin sübutu halinde aynı olayla ilgili olarak iki ayrı kanaate ulaşılmasının gerekçesinin de tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-31.03.2011 tarihli iddianameyle, sanık tarafından katılana verilen 21.000,00 TL’lik çek ile ilgili olarak kamu davasının açılmış olması ve sanığın 23.000,00 TL tutarında ödeme yapmak suretiyle bu dosyaya ilişkin zararı karşılamış olmasına rağmen, TCK’nın 168. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle para cezasının yanlış hesaplanması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.