Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31825 Esas 2016/5214 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/31825
Karar No: 2016/5214
Karar Tarihi: 23.05.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31825 Esas 2016/5214 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklardan Şeyhmus’un, icra takibi sonucunda haciz konulan taşınmazını satıştan kurtarmak amacıyla diğer sanık tarafından aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının ilk celsesinde taşınmazın kardeşi tarafından ait olduğunu kabul ederek hacizdeki taşınmazı muvazaalı işlemle kaçırmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilmiştir. Sanık Şeyhmus hakkında açılan kamu davasının Mahkeme kararı tarihinden sonra öldüğü anlaşıldığından, kamu davasının düşürülmesine hükmedilmiştir. Sanık ... ise suçlamaları kabul etmemiş ve suça konu taşınmazların kendisine ait olduğunu iddia etmiştir. Muvazaa olgusunun da tespit edilememesi nedeniyle sanık ...’in dolandırıcılık suçundan mahkum edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Hüküm, Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d, 35, 62, 52/2 ve 53. maddelerine dayanmaktadır.
Burada, şüphelilerin dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetine ilişkin bir hüküm içeren bir mahkeme kararı özetlenmiştir. Sanıklardan birinin öldüğü anlaşıldığından, onun açısından kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir. Diğer sanık suçlamaları kabul etmediğinden ve muvazaa olgusunun da tespit edilemediğinden dolaylı kasttan dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılmış ve hüküm Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d, 35, 62, 52/2 ve 53. maddelerine dayandırılmıştır.
15. Ceza Dairesi         2013/31825 E.  ,  2016/5214 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 35, 62, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanıklardan Şeyhmus’un, şikâyetçi ... tarafından kendisine karşı yapılan icra takibi sonucunda, haciz konulan taşınmazını satıştan kurtarmak amacıyla diğer sanık ... tarafından aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının ilk celsesinde taşınmazın ... ait olduğunu kabul ederek hacizdeki taşınmazı muvazaalı işlemle kaçırmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
    1-Sanık ...’nin hüküm tarihinden sonra 08.08.2014 tarihinde öldüğünün UYAP ortamında bulunan MERNİS’ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Sanıklardan ...’in aşamalardaki tüm savunmalarında, suça konu taşınmazların kendisine ait olduğunu ve ...’un adına kaydedildiklerini sonradan öğrendiğini belirterek suçlamaları kabul etmemesi yanı sıra ... tarafından da bu hususun doğrulanarak tapu iptal ve tescil davasının sonuçlanmasına müteakip şikâyetçiye olan tüm borçlarını ödemesi ile hukuk mahkemesince re’sen gözetilmesi gereken muvazaa olgusunun da tespit edilememesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmayan sanık ...’in hukuki haklarını aramaktan ibaret eylemi nedeniyle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmolunması,
    Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara