Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, husumet yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalının dava dışı annesine ait olan ve imar öncesinde davalının annesinin mülkiyet hakkının bulunduğu 2025 sayılı parsel sınırları içerisinde iken imar uygulaması sonucunda davacı adına kayıtlı 3 sayılı imar parselinde kalan çekişmeli dükkanın davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı, üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın 1605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı imar yasasının 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece, yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
Yukarıda değinilen hükümlerin uygulanabilmesi bakımından, çekişmeli dükkanın sahibi olan davalının annesinin de davada yer alması zorunludur. Anılan husus, husumette yanılgı değil eksiklik niteliğindedir.
Hal böyle olunca, HMK."nun 124. maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle davalının dava dışı annesi Hatice"nin davada yer almasının sağlanması ve ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 s. HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.