Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil ya da tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Davalı Hacı, davanın reddini savunmuş, diğer davalı savunma getirmemiştir.
Mahkemece,tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, davalı A..."nin diğer davalı kooperatifteki üyelik hakkını İzmir 12. Noterliği"nin 24.11.2006 tarihli devir sözleşmesi ile devraldığını, karşılığında aynı gün, kayden malik olduğu kat mülkiyeti kurulu mesken vasıflı 3 nolu bağımsız bölümün devri hususunda davalı A..."yi vekil tayın ettiğini, aradan 3 yıl geçtiği halde kooperatifçe dairesi teslim edilmediği gibi daire sayısından fazla üye kabul edildiğini, bu süre zarfında da vekil A..."nin çekişme konusu taşınmazını davalı C..."a, C..."ın davalı F..."a, F..."ın da davalı H..."ya satış suretiyle devrettiğini, davalıların birlikte hareket ederek kendisini kandırdıklarını, temliklerin muvazaalı ve yolsuz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, son malikin iyiniyetli olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, davacının kooperatif hissesinin verilmemiş olduğu gerekçesi ile belirlenen taşınmaz değerinin davalı H... Ahmet dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen karar Dairece; ""..davalı H..."nın da iyiniyetli olduğunun söylenemeyeceği, iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı .."" gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda taşınmazın davacı tarafından satın alındığı ve uhdesine geçtiği dikkate alınarak tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Tüm dosya içeriğinden; davalı A..."nin diğer davalı kooperatifteki ortaklık payının devri karşılığında, çekişmeli taşınmazı satıp bedelini almasının kararlaştırıldığı, ancak; davalı A..."nin kooperatif payının birden fazla kişiye satıldığı, başka ortaklar içinde aynı işlemlerin yapıldığı, bu nedenle kooperatif başkanının silahlı suç örgütü kurmak, silahlı suç örgütü üyesi olmak, sahte senet düzenlemek, icra dairesi aracılığı ile icraya koyarak dolandırıcılık, zincirleme olarak usulsüz kredi kullanarak dolandırıcılık, kooperatifle ilgili muvazaalı işlemler yapmak, üye sayısının üzerinde kayıt yapmak, defter ve belgeleri saklayıp doğru beyanda bulunmayarak 33 kişiyi dolandırmak suçlarından yargılamasının halen sürdüğü, dolayısıyla davacının kooperatifte payına karşılık bir daire edinemeyeceği ve bu şekilde hileye düşürüldüğü anlaşılmaktadır.
Öte yandan; davalı C..."a çekişmeli taşınmaz vekil A...tarafından 07.12.2006 tarihinde, C... tarafından F..."a 20.12.2006 tarihinde, F... Tarafından da 12.05.2009 tarihinde son malik Hacı"ya satılmış olup, davalı C..."ın diğer davalı kooperatifin çaycısı, 2. el F..."ın kooperatifin işçisi oldukları tanıklarca ifade edilmiş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının inceleme raporunda A... Ve C..."ın el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri rapor edilmiştir.
Bilindiği üzere; tapu siciline güvenerek taşınmaz edinen kişilerin bu edinimleri kural olarak korunur (TMK"nın 1023. maddesi).
Somut olayda; ilk ellerin iyiniyetli olduklarını söyleyebilme olanağı yoktur. Son malik H..."nın durumuna gelince; yine tanıklar F... İle H..."nın hemşehri ve arkadaş olduklarını bildirmişlerdir. Ayrıca taşınmaz H..."ya 12.000.-TL bedelle satılmış olup, bilirkişilerce saptanan gerçek değer 75.000.-TL"dir. Davalı H... tarafından bedel olarak daha fazla bir paranın ödendiği de savunulmamıştır. 75.000.-TL"lik bir taşınmazın 12.000.-TL"ye alınmış olması bile alıcının kötüniyetli olduğunun bir göstergesidir. Bu durumda davalı Hacı"nın da iyiniyetli olduğu söylenemez.
Ancak Daire bozma kararından sonra davalı H... A..."in dava konusu taşınmazı davacıya 18.02.2011 tarihinde satış suretiyle devrettiği görülmektedir.
Davacı verdiği dilekçe ile,bankadan kredi kullanmak suretiyle taşınmazı davalı H... A..."ten satın aldığını ve 45.000.-TL bedele hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiş,bu beyan ve dosyadaki bilgi ve belgeler doğrultusunda mahkemece;taşınmazın davacı tarafından satın alındığı ve uhdesine geçtiği dikkate alınarak tazminat isteğinin kabulüne,45.000.-TL bedeli davalılardan tahsiline karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir,reddine.
Davalı F..."ın diğer temyiz itirazlarına gelince;davacı tarafından bedelin davalı H... A..."e ödendiği gözetildiğinde davalı F... Hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalı F... D..."un, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.