Esas No: 2019/14831
Karar No: 2022/16257
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/14831 Esas 2022/16257 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2019/14831 E. , 2022/16257 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi yaptırmamak için direnme, tehdit, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık ... hakkında mağdurlara karşı tehdit suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın eylemine uyan tehdit suçunu, basit yargılama usulü kapsamına girmeyen mala zarar verme suçu ile birlikte işlediği anlaşılmakla, tehdit suçu ile ilgili basit yargılama usulünün uygulanamayacağı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın tehdit suçunu, diğer sanık ... ile birlikte gerçekleştirdiği gözetilmeden, hakkında 5237 sayılı TCK.nın 106/2-c. maddesinin uygulanmaması, ayrıca sanığın mağdurlara yönelik tehdit eylemini, fikir ve eylem birliği içerisinde aynı suç işleme kararı kapsamında tek bir fiille işlemesi karşısında, cezasından TCK'nın 43/2. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın suçun sübutuna, eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında mağdurlara karşı zincirleme şeklinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.01.2019 tarih ve 2017/14-548 Esas, 2019/1 Karar sayılı kararı ile birçok kararında vurgulandığı üzere, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile cezalandırılmak istenen husus, bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması ve sınırlandırılmasıdır. Bu husus madde gerekçesinde de "Bu suç ile korunan hukuki değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyetidir." şeklinde ifade edilmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, serbest hareketli bir suç olduğundan, bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması neticesini doğurabilecek her türlü hareket ile işlenebilecektir. Mağdurun bir yere gitme veya kalma özgürlüğünün ihlal edilmesi sonucunun doğması kaydıyla suç her yerde ve zamanda işlenebilir. Suçun manevi unsuru ise; failin mağduru şahsi özgürlüğünden yoksun bırakmaya yönelik hareketleri gerçekleştirmesi ve istemesi, yani genel kasıttır.
Somut olayda; mağdurların Köprübaşı su ürünleri balıkçılık kooperatifinin üyeleri oldukları sanıkları da aynı ilçede oturmalarından dolayı tanıdıkları, ... ... ... ... avına engel olabilmek için üyelerin dönüşümlü olarak geceleri baraj kenarında nöbet tuttukları, mağdurların bu sebeple olay gecesi 01.00 sıralarında baraj kenarında bekledikleri esnada sanıklar ..., ... ve temyiz dışı suça sürüklenen ...... ...'in araçla alkollü şekilde mağdurların yanına geldikleri, mağdurların "burada ne geziyorsunuz" dedikleri, sanıkların da "siz buraya neden geldiniz" diyerek küfrettikleri, karşılıklı tartışma neticesinde sanık ...'in mağdur ...'ye yönelik vurmak amacıyla hamle yaptığı ancak mağdur ...'in araya girerek buna engel olduğu, sanık ...'in bu kez mağdur ...'e ait kamp çadırını tekmeleyerek kırıp suya attığı, o esnada mağdur ...'ın ... ihbar hattını arayıp durumu bildirdiği, bu kez sanık ...'in, suça sürüklenen ......'a mağdur ...'in aracını işaret edip "git aracın üzerindeki anahtarı al" demesi üzerine suça sürüklenen ......'ın anahtarı alıp koşarak olay yerinden ayrıldığı ve ... ekibinin olay mahalline intikal ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; sanık ...'in suça sürüklenen ......'a mağdura ait aracın anahtarını almasını söylemekten ibaret eyleminin, mağdurların bir yere gitmelerine veya bir yerde kalmalarına yönelik olmadığı, mağdurların hürriyetini kısıtlamaya yönelik başkaca bir hareketinin de bulunmaması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, sanığın atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna azmettirmekten mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
3- Sanıklar ... ve ... haklarında katılan ...'e karşı görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıkların temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıkların aşamalarda değişmeyen atılı suçu işlemediklerine dair savunmaları, suçun mağduru ... ... ile tanık ... ... ...'ın Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdikleri ayrıntılı beyanlarında özetle; ihbar üzerine olay yerine gittiklerinde sanıkların alkollü oldukları ve kendilerinden kimliklerini ibraz etmeleri istendiğinde "biz sana kimlikleri vermeyiz, sen galiba yenisin, bizi tanımıyorsun, bize birşey yapamazsınız, sana da kimlik vermeyiz" dedikleri, mağdur ...'ın durumu Savcılığa bildirdiğini söylemesi üzerine sanıkların kimliklerini ibraz ettikleri olayda; sanıkların eyleminin, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile oluşan görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarını taşımadığı anlaşıldığından, sanıkların atılı suçtan beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
4- Sanık ... hakkında mağdurlara karşı tehdit suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine, ancak;
A- Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin "01.01.2020 tarihi itibariyle... hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda .... basit yargılama usulü uygulanmaz" bölümündeki "hükme bağlanmış" ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/1. maddesinde de aynı güvencelere yer verilerek "lehe kanunun uygulanması ilkesi" benimsenmiştir.
Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün "hükme bağlanmış dosyalarda" uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesinin (d) bendindeki "hükme bağlanmış" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK.nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
B- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanığın tehdit suçunu, diğer sanık ... ile birlikte gerçekleştirdiği gözetilmeden, hakkında 5237 sayılı TCK.nın 106/2-c. maddesinin uygulanmaması,
b) Sanığın, mağdurlara yönelik tehdit eylemini, fikir ve eylem birliği içerisinde aynı suç işleme kararı kapsamında tek bir fiille işlemesi karşısında, cezasından TCK'nın 43/2. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321.ve 326/son. maddeleri gereğince BOZULMASINA,
5- Sanık ... hakkında katılan ...'a karşı mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine, ancak;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK.nın 151/1. maddesi kapsamındaki mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.