Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/6972 Esas 2012/15072 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6972
Karar No: 2012/15072

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/6972 Esas 2012/15072 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Tapu iptali ve tescil davası sonucunda hüküm verilen kararda, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili isteğiyle açılan davada, çekişmeli taşınmazların sicil kayıtlarının dayanaksız hale geldiği gerekçesiyle imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parsellerin yeniden Hazine adına tescili talep edilmiştir. Mahkemece verilen hükümde, Kabasakal Köyü 1183 ve 1184 parsellere rastlayan kısımların tapu kayıtlarının iptaline ve 1183 ve 1184 parsellerin aynı miktarlı olarak yeniden ihyasına karar verilmiştir. Ancak gerekçeli kararda, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin itirazları sonucunda, Seyhan Belediyesinden ayrılan Çukurova Belediyesi kurulduğundan, Seyhan Belediyesi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair bir karar eklenmiştir. Mahkeme kararı bu nedenle çelişkilidir ve maktu karara ilişkin ilam harcının davacı üzerinde bırakılması hatalıdır. Kanun maddeleri ise şunlardır: 6100 Sayılı HMK'nın 297., 294/4., 298/2., ve 294. maddeleri ile 1086 Sayılı HUMK'nın 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2012/6972 E.  ,  2012/15072 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/03/2011
    NUMARASI : 2008/260-2011/135

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Asıl ve birleşen dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların öncesinde tescil harici alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 38 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bilahare  Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından  aynı alanda yapılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiği,  dava konusu yerlerin yargılama sırasında yeni kurulan  Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.
    Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazların sicil kayıtlarının dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parsellerin yeniden Hazine adına tescili istekli eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388.  (6100 sayılı HMK."nın 297.maddesi) (6100 sayılı HMK."nın 297.maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede (6100 Sayılı HMK"nın 294. ve 298/2. maddeleri) öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. 
    Ne var ki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin  son fıkrasının (6100 Sayılı HMK"nın 294/4. maddesi) getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.           
    İşte bu gibi hallerde yasal düzenlemelere uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile Usul Yasasının yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. 
    Somut olayda, Mahkemece, kısa kararda; “Davaya konu Kabasakal Köyü 1183 ve 1184 parsellere rastlayan kısımların tapu kayıtlarının iptaline, 1183 ve 1184 parsellerin aynı miktarlı olarak yeniden ihyasına” şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda bu hükme ilave olarak “ Davalı yerde davadan sonra Seyhan Belediyesinden ayrılan Çukurova Belediyesi kurulduğundan, Seyhan Belediyesi hakkında hüküm kurulmasına yerolmadığına ” şeklinde karar eklenmek suretiyle değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Kabule göre de; birleşen davalar kendi içinde ayrı dava olma özelliğini koruduğu halde, birleşen davalar yönünden olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru olmadığı gibi, dava kabul edildiği halde alınması gereken maktu karar ilam harcının davacı üzerinde bırakılmış olması da  isabetsizdir.
    Davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin  belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün  (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2012  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Hemen Ara