Esas No: 2013/29977
Karar No: 2016/5107
Karar Tarihi: 18.05.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29977 Esas 2016/5107 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık E.. G.."ün askerlik arkadaşı olan katılan C.. A.."yı arayarak teyzesinin oğlunun bir miktar altın bulduğunu, altınların satılması halinde menfaati olacağını, bu konuda kendisine yardım edip edemeyeceğini sorduğunu ve katılanın da sanık tarafından kendisine bir örnek altın gönderilmesi halinde yardımcı olabileceğini beyan ettiği, bu görüşmelerin ardından katılanın .. ilçesine geldiği ve sanık E.. ile buluştuğu, sanık M.. A.."nın ikametgahına götürerek, sanıklardan İ.. ve E.. ile tanıştırdığı, sanık E.."nin 100-120 kadar altını katılana gösterdiği, numune olarak alınan altını katılanın İstanbul iline götürdüğü ve 385 TL karşılığında paraya çevirdiği, böylelikle katılanın altın bulunduğuna inanır hale geldiği, geri kalan altınları almak için yeniden ... ilçesine gelen katılanın E.. ve İ.. ile buluştuğu, E.."a altınlara karşılık 1.000 TL para verdiği, altınları getirmek için olay yerinden ayrılan E.. ve E.."ın buluşma yerlerine gelmediği, sanık İsmail"in de kendisini arayan katılana geleceğiz demesine rağmen katılanın yanına gelmediği, böylelikle sanıkların birlikte üzerlerine atılı bulunan dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ile o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 16.12.2008 gün 2008/5-146-235 sayılı kararında açıklandığı üzere; 5237 sayılı TCK.nun 55. maddesi gereğince "kazanç müsaderesinin" ancak suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançlar olması ve mağdura iade edilememesi halinde mümkün olup, mağdurun belli olması ve maddi menfaatin mağduruna iade edilebileceği durumlarda, 5237 sayılı TCK.nun 55/2. maddesi uyarınca suçun maddi konusunu oluşturan değerlerin karşılığının müsaderesine karar verilemeyeceğinden, yazılı şekilde kazanç müsaderesine hükmolunması,
2-Sanık İ.. S.. hakkkında TCK 157 maddesi uyarınca hükmolunan 125 gün adli para cezasının TCK 52/2 maddesine göre günlüğü 20 TL"den adli para cezasına çevrilirken 2,500 TL adli para cezası yerine, 3.000 TL adli para cezasına hükmolunarak, sanık hakkında fazla ceza tayini;
3-Sanık İ.. S.. hakkında TCK"nın 58/2-b maddesinde belirtildiği üzere; beş yıl ve daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla "suçta tekerrür" hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde sanık İ.. S.. hakkında; adli para cezası uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan netice “3.000 TL” adli para cezası ibaresinin çıkartılarak yerine “2.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesine yine sanık hakkında; TCK 58 maddesi uyarınca tekerrür uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmasına ve "TCK"nın 55.maddesi gereğince 1.000 TL paranın kazanç müsaderesine" ifadesinin hüküm fıkralarından çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.