Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14352 Esas 2012/2591 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14352
Karar No: 2012/2591
Karar Tarihi: 08.03.2012

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14352 Esas 2012/2591 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının uzun yıllardır taşınmazları kullanarak elattığı parsel sayılı taşınmazların bir kısmına müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil kararını istemiştir. Davalı ise kendi taşınmazına ulaşmak için yolunun üzerindeki taşınmazlardan yılda 10-15 kez geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmazlara davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmadan elattığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğini kabul etmiş ve ecrimisil isteğini kısmen kabul etmiştir. Ancak, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden bir değer bildirilmediği ve bu yönde harç ikmali yapılmadığı görülmüştür. Bu tür bir davada, dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden Harçlar Kanunu'nda belirtilen şekilde işlemlerin yerine getirilmesi gerektiği açıklanmıştır. Mahkemenin elatmanın önlenmesi isteğinde bir değer belirtilmediğini ve belirlenecek değer üzerinden harcın tamamlattırılması gerektiğini de belirtilmiştir. Sonuç olarak, davanın kısmen kabulüne ve ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yanılgılı değerlendirme yapıldığı için davalının temyiz itirazları yerinde görülmüştür. Mahkeme kararı, HUMK'nun 413 (6100 Sayılı HMK'nın 120. maddesi) ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 16, 26, 27, 28, 30 ve 32 maddeleri uyarınca bozulmuştur.
1. Hukuk Dairesi         2011/14352 E.  ,  2012/2591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/05/2011
    NUMARASI : 2008/279-2011/179

    Taraflar arasında görülen davada;    
    Davacı, .. ve .. parsel sayılı taşınmazların bir kısmına davalının uzun yıllardır  yol olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini  ileri sürerek,  elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar  verilmesini istemiştir.
    Davalı, paydaşı olduğu taşınmazına ulaşabilmek için yolunun üzerindeki taşınmazlardan yılda 10-15 kez geçtiğini, ancak davacının parsellerine müdahalesinin olmadığını belirterek, davanın reddini  savunmuştur.
    Mahkemece, kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmazlara davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmadan elattığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.                                      
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Ne var ki, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden bir değer bildirilmediği, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı gibi hükümde de karar ve ilam harcının kabul edilen ecrimisil miktarı üzerinden alındığı görülmüştür.
    Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK"nun 413  (6100 Sayılı HMK"nın 120. maddesi) ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
    Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen  değerden  fazla olduğu
    anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK"nun 409.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Hal böyle olunca; çekişmeli yerle ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmazların değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlattırılması, ondan sonra işin esasına girilerek  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususların  gözardı edilerek sonuca gidilmesi  doğru değildir.
    Kabule göre de; toplanan delillerden çekişme konusu kısımları davalının uzun yıllardır kullandığı davacının da kabulündedir. Bu durumda, davacı tarafından uzun süre dava konusu yerlerin kullanımına ses çıkarılmadığı ve ihtarname ile davalının taşınmazları terk etmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalının  çekişme konusu taşınmazları  davacının izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı,  hatta   taraflar  arasında  Borçlar Kanununun  299. ve  takip  eden   maddelerinde   öngörüldüğü üzere  şifahi  olarak   ariyet  akdi  yapıldığı  ve  aynı   yasanın 304.  maddesi  gereğince  de davacının dava açmakla muvafakatini geri aldığı, başka  bir  deyişle  feshederek  akde  son  verdiği   kabul  edilmek suretiyle  ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ecrimisilin hüküm altına alınması da  isabetsizdir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yerolmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara