Esas No: 2011/13162
Karar No: 2012/2421
Karar Tarihi: 07.03.2012
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13162 Esas 2012/2421 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, arkadaşının kendisini aldatarak bir taşınmazının satışını yapmış olduğunu ve bu satışın iptalini istemiştir. Davalılar arasında tapu müdürlüğü ve sonradan taşınmazı satın alarak iyiniyetli malik olan bir kişi vardır. Davalı N. ise yanıt vermemiştir. Mahkeme önce davanın reddine karar vermiş, ancak daha sonra bu karar bozulmuştur. Yapılan araştırma ve inceleme sonucunda mahkeme, davacının iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Hukuk dairesi ise bu kararı yanılgılı bir değerlendirme olarak görerek hükümü bozmuştur. Kararda, hile ve ikrah hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, B.K' nun 28/l maddesi ve TMK'nun 1023. maddesi de detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ANKARA 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/07/2011
NUMARASI : 2003/885-2011/255
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, arkadaşı A.. K.."ın paraya ihtiyacı olduğu telkini ile alkolünde etkisinde iken hile ve tehdit ile sindirip Tapu İdaresine götürdüğünü, evini borç para karşılığı ipotek ettiğini söylemesine rağmen tefecilikle geçinen davalı N.."ye satış yaptırdığını sonradan öğrendiğini, işlemin satış olduğunu bilse idi asla yapmayacağını ileri sürüp, satışın iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında taşınmazın el değiştirmesi üzerine yeni malik davaya dahil edilmiştir.
Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı E.., dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı N.., yanıt vermemiştir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"dava sebebi dikkate alındığında Hazine hakkındaki davanın reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, hile ve ikrah sebeplerinin birlikte dava sebebi yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, iddianın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, hile ve ikrah hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ..ada .. parsel sayılı taşınmazdaki 18 no"lu bağımsız bölüm davacı adına kayıtlı iken 29.11.2001 tarihinde davalı N. S.."e satış yoluyla temlik edildiği, eldeki davanın 08.02.2002 tarihinde açılmasından sonra, davalı N.. tarafından 11.02.2002 tarihinde yine satış yoluyla dahili davalı E.. Ö.."a devredildiği görülmektedir.
Davacı, ilerde evlenmeyi düşündükleri erkek arkadaşı A.."nin davalı N.."den alacağı borç para karşılığında taşınmaz üzerine ipotek tesisi edileceği hususunda ikna edildiğini, ayrıca A.."nin baskı ve tehditleri ile ve alkolün de etkisiyle iradesinin yerinde olmadığı bir sırada tapuya götürüldüğünü, oysa tapuda tefecilik yapan davalı N."ye satış yapıldığını sonradan öğrendiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış; yargılama sırasında taşınmazın el değiştirmesi üzerine temlik alan malikin iyiniyetli olmadığını, N." ile el ve işbirliği içinde olduğunu ileri sürerek bu kişiyi davaya dahil etmiştir.Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Ş..) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.
Somut olaya gelince; eldeki dosyada ve N." ve A.. hakkında dolandırıcılık suçlaması ile görülen Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin zamanaşımı nedeniyle düşürülen dosyasında dinlenilen tarafların ve tanıkların beyanlarına göre; davacının A.. isimli kişi ile birlikte yaşadığı, A.."nin N.""den borç para aldığı, davacıya ait taşınmazı ipotek ettirmesi hususunda davacıyı ikna ettiği, ancak işlemlere aracılık yapan Er.. ve E.. kardeşler vasıtasıyla taşınmazın satış şeklinde N.""ye temlik edildiği, temlikten kısa bir süre sonra eldeki davanın açıldığı, dava açıldıktan 3 gün sonra dava konusu taşınmazın dahili davalı E.."e devredildiği, davacı ipotek yapmak istediği halde iradesi fesada uğratılarak (hileye düşürülerek) işlemin satış şeklinde yaptırıldığı, ikinci el konumundaki E.."in tüm bu işlere aracılık eden E.. ve E. kardeşlerden E.."ın avukatı olduğu, dahili davalının 11.02.2002 tarihinde taşınmazı edindiği halde taşınmazda oturmayı sürdüren davacıya ne bir ihtarname keşide ettirdiği, ne de taşınmazı tahliye etmesi hususunda bir dava açtığı, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu anlatımlar karşısında dahili davalı E.."in durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olup TMK"nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.