Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/30705 Esas 2016/5026 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/30705
Karar No: 2016/5026
Karar Tarihi: 17.05.2016

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/30705 Esas 2016/5026 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, şikayetçinin aracını satmak için internette ilan vermesi üzerine aracı satın alma konusunda anlaştığı ve noterde beklerken sanığın aracı alıp kaçtığı iddiasıyla suçlanmaktadır. Sanık, borçlu olduğu kişilerin kendisini İzmir otokente çağırması sonucu aracı aldığını ve polis tarafından aracın şikayetçiye iade edildiğini savunmuştur. Ancak tanık ifadeleri ve sanığın sabıkaları dikkate alınarak sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilmiştir. Dolandırıcılık suçunun oluştuğu gerekçesiyle sanığın beraatına hükmedilmesi yetersiz ve hatalı olmuştur. Karar, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi
15. Ceza Dairesi         2013/30705 E.  ,  2016/5026 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Sulh Ceza Mahkemesi

SUÇ : Güveni kötüye kullanma


Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Şikayetçinin üzerine trafikte kayıtlı ... plakalı aracını satmak için internette satış ilanı verdiği, ilan üzerine sanığın şikayetçi ile irtibata geçerek aracı satın alma konusunda anlaştığı, şikayetçinin, sanığın eşi ile birlikte aracın devrini yapmak üzere noterde bekledikleri, sanığın da araç satış bedelini getirmek ve deneme sürüşü yapmak amacıyla aracı alarak yanlarından ayrıldığı, şikayetçinin bir süre beklemesine rağmen sanığın aracı getirip teslim etmediği, daha sonra aracın polis kanalı ile bulunup şikayetçiye teslim edildiği şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanığın savunmalarında, şikayetçinin sattığı aracı alıp A... U... isimli kişiden alacağını tahsil ederek parayı şikayetçiye vermek için otokente gittiğinde, borçlu olduğu kişilerin kendisini görüp aracı rehin aldıklarını, daha sonra eşi ile birlikte noterde bekleyen şikayetçinin yanına gittiğini ve durumu anlattığını, hep birlikte karakola gittiklerini ve aracın bulunup şikayetçiye iade edildiğini beyan etmesi, tanık olarak ifadelerine başvurulan H.. A.. ve A.. Y.."ın ise, sanığın daha önce kendilerinden bir aracı dolandırmak suretiyle aldığını, olay günü sanıkla telefonda görüştüklerini, sanığın para vereceğini söyleyerek kendilerini İzmir otokente çağırdığını, burada para yerine şikayetçiye ait olan ... plakalı aracı vermeyi teklif ettiğini, aracın devrini eşi üzerine almaya çalıştığını, devir işi gerçekleştiğinde aracı kendilerine devredeceğini beyan ettiğini, sanığın kendilerini atlatarak aracı da bırakıp kaçtığını, bunun üzerine aracı anahtarı ile birlikte otokentte bir esnafa bıraktıklarını ifade etmeleri, savunmasının aksine sanığın, şikayetçiyle birlikte karakola gitmeyip daha sonra polis tarafından yakalanması, şikayetçiye ait aracın otokentte bırakıldığı işyerinde bulunması, sanığın benzer eylemlerden sabıkalarının ve derdest dosyalarının bulunması karşısında; baştan itibaren dolandırıcılık


kastıyla hareket eden sanığın, hileli hareketlerle aldattığı şikayetçiden aracını alarak menfaat temin etmesi şeklindeki eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle sanığın beraatına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 17/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






Hemen Ara