Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanın maliki olduğu .., .., .. ve ..parsel sayılı taşınmazlarını davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, aynı zamanda işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescile, taşınmazların üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde tazminata, ya da tenkise karar verilmesini istemiştir
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan ehliyetsizlik iddiası ile pay oranında açılan davanın dinlenemeyeceği, muvazaa iddiasının da kanıtlanamadığı, murisin denkleştirme amacıyla hareket ettiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 6.3.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S.. A.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı asiller ve temyiz edilen davalı vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat ya da tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, ehliyetsizlik iddiası yönünden pay oranında açılan davanın dinlenemeyeceği, muris muvazaası bakımından ise iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat ya da tenkis istekleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakanın 17.5.1995 tarihli resmi akitle maliki olduğu .., .. ve .. parselleri davalı M..."ye, .. parseli davalı B..."ye satış suretiyle temlik ettiği, davalı M... ise 7.7.2000 tarihli akitle 397 ve 1648 sayılı parselleri diğer davalı A.."ye sattığı, davalıların çekişme konusu bu taşınmazları dava tarihinden önce üçüncü kişilere tapuda devrettikleri, murisin dava dışı başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçektende, tapu iptal ve tescil istekli davaların kayıt malikleri aleyhine yöneltilmesi gerekmektedir. Oysa, kendisine husumet yöneltilen davalılar davadan önce çekişmeye konu edilen taşınmazları satış suretiyle elden çıkarmış olup kayıt maliki değildirler. Öyleyse, dava kayıt maliklerine yöneltilmediği ve kendisine husumet tevcih edilen kişilerinde kayıt maliki olmadıkları gözetildiğinde tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmiş olması bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğrudur. Bu yönlere değinen davacının temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Ancak, davacı yukarıda belirtilen hukuki sebepler yanında ehliyetsizlik ve tazminat isteğinde de bulunmuştur. Kendilerine husumet yöneltilen davalılar ile davacı kardeştir. Başka bir ifade ile muris M.."in mirasçılarıdır. Hemen belirtilmelidir ki, mirasçıların birbirleri aleyhine açtıkları davalarda paylı mülkiyet hükümlerinin uygulanacağı gerek uygulamada gerekse öğretide duraksamaya yer bırakmayacak şekilde benimsenen kuraldır.
Somut olayda; davalılar üçüncü kişi olmadıklarına göre öncelikle ehliyetsizlik iddiası üzerinde durularak bu konudaki tüm deliller toplandıktan sonra miras bırakanın temlik tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığının 2659 Sayılı Yasanın 7 ve 16. maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilecek rapor ile saptanması, temlik tarihinde hukuki ehliyete haiz olmadığının tespiti halinde miras bırakanın davalılara yapmış olduğu temliklerin hukuken geçersiz olduğu gözetilerek tazminat isteğinin değerlendirilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde temlikler satış gibi olduğundan tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek toplanan ve toplanacak deliller bakımından muris muvazaasının değerlendirilmek suretiyle neticeye gitmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 6.3.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.