Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14604 Esas 2012/2301 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14604
Karar No: 2012/2301

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14604 Esas 2012/2301 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve üzerinde bulunan yapıların yıkımı istemiyle açılmıştır. Mahkeme, 5841 sayılı Yasa'nın yürürlüğü sırasında davanın hak düşürücü süreden reddine karar vermiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 12.05.2011 tarihli iptal kararıyla, bu yasa geriye dönük olarak iptal edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı doğru kabul edilemez. Kıyı kenar çizgisi, idare tarafından düzenlenen harita ya da delil olarak kullanılması mümkün olan bilimsel verilerden tespit edilmelidir. Karar, 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilerek bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 5841 sayılı Kanun
- 6099 sayılı Kanun
- 3621 sayılı Kanunun 9. maddesi
- 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2011/14604 E.  ,  2012/2301 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MARMARİS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/02/2011
    NUMARASI : 2010/526-2011/60

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapusunun iptalini ve üzerinde bulunan muhdesatın kal"ini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, yargılama masrafları yönünden  bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.                                            
    Dava, tapu iptali ve yıkım isteklerine ilişkin olup; mahkemece, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine ve 6099 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasa"nın 36/A maddesi uyarınca yargılama masraflarına karar verilmiştir.
    Gerçekten de, 5841 sayılı Yasa"nın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması doğrudur. Ne varki, anılan Yasa Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın resmi gazetede yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında, 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasa"nın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemiyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
    O halde, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeniyle ilgili bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Açıklanan bu olgular karşısında, somut olayda kıyı-kenar çizgisinin yöntemince belirlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Bunun için de, öncelikle idare tarafından 362l sayılı Kanunun 9.maddesi hükmüne göre "kıyı kenar çizgisi" haritasının düzenlenip, düzenlenmediği araştırılmalı, ondan sonra, üç jeolog veya Jeoloji mühendisi veya Yüksek mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve Tapu Fen Memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılmalı; harita düzenlendiğinin ve yukarıda değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı"nda belirtildiği şekilde işlem gördüğünün, böylece davanın taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda"kıyı kenar çizgisi" idarenin düzenlendiği harita ya değer verilerek saptanmalıdır.Harita düzenlenmediğinin yada düzenlenip de 28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İ.B. Kararında yazılı olduğu gibi bizzat bildirim yapılmadığının veya ilanen bildirime karşın, idari yargıya başvurulmadığının ortaya çıkması halinde ise, kıyı kenar çizgisi, bilimsel verilerden ve düzenlenmiş olmakla birlikte bağlayıcılık niteliğini kazanamamış haritadan delil olarak yararlanılarak belli edilmeli, belirlenen çizgi tapu fen memuru sıfatını taşıyan uzman bilirkişinin krokisine infazda kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansıtılmalıdır.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi ve yargılama masrafları yönünden de 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.
    Hazinenin, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.03.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     


     

    Hemen Ara