Esas No: 2011/14746
Karar No: 2012/2257
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14746 Esas 2012/2257 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıdan satın aldığı bir taşınmazda ikamet etmeye devam ettiği için ecrimisil talep etmiştir. Mahkeme, ecrimisil isteğini kısmen kabul etmiştir. Ancak davada elatmanın önlenmesi talebi de bulunduğu halde bu konuda karar verilmemiştir. Ayrıca, harcın eksik tahsil edilmiş olduğu ve elatılan taşınmazın değerinin belirlenerek harcın tamamlanması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme ayrıca, davacının uzun süre davalının taşınmazda oturmasına sessiz kalması nedeniyle ecrimisil talebini de kısmen reddetmiştir. Kanun maddeleri ise, HUMK 413, 492 Sayılı Harçlar Kanunu 16, 26, 27, 28, 30 ve 32' dir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GÖLCÜK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2011
NUMARASI : 2011/243-2011/585
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu kat irtifakı kurulu, 155 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda yer alan zemin kat 1 nolu bağımsız bölümü davalıdan 28.10.2005 tarihinde satış yoluyla iktisap ettiğini, davalının satın alma tarihinden itibaren haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazda ikamet etmeye devam ettiğini, noter kanalıyla ihtarname keşide edilmesine rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.500.00.-TL ecrimisilin müdahale tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişmeli taşınmazda kayıt maliki iken kredi alabilmek amacıyla davacıya temlik ettiğini, davacı adına alınan krediler ödemeye devam ettiğini, ödemelerde aksama çıkması üzerine eldeki davanın açıldığını, gerçek malikin kendisi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının davacıya ait çaplı taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işgal ettiği gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, ecrimisil isteği bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ne varki, dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği yönünden ayrı ayrı bildirilen değerler üzerinden harcın alındığı, yargılama sırasında da sadece ecrimisil bakımından belirlenen değer üzerinden harç ikmali yapılmakla yetinildiği, çekişme konusu taşınmaz yönünden değer saptanıp harç tamamlanmadığı gibi hükümde de karar ve ilam harcının kabul edilen ecrimisil miktarı üzerinden alındığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK"nun 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (04.03.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu"nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK." nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Hal böyle olunca, elatıldığı iddia edilen taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, ondan sonra işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de; dava dilekçesinde ecrimisil yanısıra elatmanın önlenmesi isteğinde bulunulduğu halde elatmanın önlenmesi bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.
Ayrıca; davacının çekişme konusu taşınmazı dava dışı 3. kişiden 28/10/2005 tarihinde satın alma yoluyla temellük ettiği, 23/12/2010 tarihli " ihtarın tebliğinden itibaren 20 gün içerisinde taşınmazın tahliye edilmesi ve ecrimisil ödenmesi" isteğini içeren ihtarname keşide ettiği, 21/04/2011 tarihinde ise eldeki davayı açtığı, davalının çekişmeli taşınmazdaki tasarrufunun uzun yıllar devam edegeldiği anlaşılmaktadır.
O halde; davacının, taşınmazı iktisap ettikten sonra davalının dava konusu taşınmazda oturmasına uzun süre ses çıkarmamış olması karşısında, davacının ihtarname tarihine kadar davalının kullanımına muvafakatı olduğu, dava açmakla muvafakatini geri aldığı kabul edilmelidir.
Bu durumda, davacının keşide ettiği 23/12/2010 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden, dava tarihine kadar geçen süre itibariyle ecrimisile hükmedilmesi gerektiğinin gözardı edilmesi de isabetsizdir.
Tarafların, temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.