Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14451 Esas 2012/2212 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14451
Karar No: 2012/2212

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/14451 Esas 2012/2212 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine, davalının kayıtlı olduğu taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının terkin edilmesi, elatmanın önlenmesi ve yıkımı için dava açtı. Mahkeme, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından bu kararın doğruluğundan söz edilemez. Ayrıca, yargılama masrafları yönünden 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmelidir. 6099 sayılı kanunun 16 ve 17. maddelerinde, kamu kurumları tarafından açılan davalarda davalının aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği düzenlenir. Karar, 5841 sayılı Kanun ve 6099 sayılı Yasa hükümleri uyarınca bozuldu.
1. Hukuk Dairesi         2011/14451 E.  ,  2012/2212 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/09/2011
    NUMARASI : 2011/291-2011/447

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, davalı adına kayıtlı 82 ada 38 parsel sayılı taşınmazın 130 m²"lik kısmının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, tapudan terkinine, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar  verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen mahkeme kararı, Dairece, 6099 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde irdeleme ve değerlendirme yapılıp, davalı yararına avukatlık  ücreti tayinine yer olup olmadığı üzerinde durulması suretiyle hüküm kurulması gerektiğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.                                          
    Dava; tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup; mahkemece, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, 5841 sayılı Yasa"nın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması doğrudur. Ne varki, anılan Yasa Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın resmi gazetede yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında, 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasa"nın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
    O halde, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeniyle ilgili bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Öte yandan, yargılama masraflarıyla ilgili olarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa"nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasa"ya eklenen 36/A ve geçici 11. maddelerinde, “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği...” yönünde düzenlemeler getirilmiştir.
    Hal böyle olunca; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak ve yargılama masrafları yönünden de 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.
    Hazinenin, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  05.03.2012  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

     


     

    Hemen Ara