Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 5 nolu bağımsız bölüme davalının haksız olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın kendisine ait olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.2.2012 Salı günü saat 9.35 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan ekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; öncelikle Sulh Hukuk Mahkemesine açılan davada verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin 6.5.2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için 1086 sayılı HUMK"nun 193. maddesi gereğince (6100 sayılı HUMK"nun değişik 20. maddesi) görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde taraflardan birinin görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir. Yasada öngörülen 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda, görevsizlik kararı 6.5.2009 tarihinde kesinleştiği halde davacı taraf 29.6.2009 tarihli dilekçe ile Sulh Hukuk Mahkemesinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi isteğinde bulunmuştur. Bu durumda görevli mahkemede görülen dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamaz.
Hal böyle olunca, H.U.M.K.’nun 193. (6100 sayılı Yasanın 20.) maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.