Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden paydaşı oldukları parsel sayılı taşınmaza davalıların ağaç dikmek ve fiilen kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır
Davaya asli müdahil sıfatıyla katılan Hazine ise, taşınmazın 1062 sayılı Yasa uyarınca el konulan 1/2 payı yönünden aynı istekleri tekrarlamıştır.
Davalılar, davaya konu taşınmazı 3. şahıstan zilyetlik devir sözleşmesi ile satın aldıklarını, 40 yıla yakın zamandır kullandıklarını,iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, araştırma eksikliğinden bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, Hazine ve bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava, kişiler arasında görülen çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup; Hazine de aynı isteklerle davaya müdahale etmiştir.
Mahkemece, davacıların ve Hazinenin isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, Hazine ile bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; çekişme konusu 174 sayılı parselin davacılar ile J.. oğlu N.. G.. adına kayıtlı olduğu, N.. G.."ye ait olan 1/2 paya 1062 sayılı Yasa uyarınca Hazinece el konulduğu; öte yandan, yapılan keşif sonrası bilirkişi tarafından düzenlenen 15.06.2005 günlü krokide (A) ile gösterilen bölümün davalılardan M.., (B) ile gösterilen bölümün de tüm davalılar tarafından hukuken haklı ve geçerli bir nedene dayanılmaksızın tasarruf edildiği anlaşıldığından, el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, taşınmazın 1/2 payına Hazine tarafından 1062 sayılı Yasa uyarınca el konulduğuna ve taşınmaz davalılarca haklı bir nedene dayanmaksızın tasarruf edildiğine göre, Hazinenin ecrimisil isteği bakımından da kabul kararı verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Ne var ki, bilirkişi raporunda A ve B harfleri ile gösterilen bölümler için belirlenen ecrimisilin 1062 sayılı Yasa uyarınca el konulan 1/2 paya mı yoksa tüm paydaşların payına mı karşılık gelen miktar olduğu açıklığa kavuşturulmamıştır.
Diğer taraftan, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan Hazine ve diğer davacılar vekili için ayrı ayrı avukatlık ücretinin hüküm altına alınması gerekirken, tek bir avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi; yıkım isteği yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca, belirlenen ecrimisilin tüm paydaşların payına karşılık gelen miktar olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, ondan sonra Hazinenin ecrimisil isteği bakımından hüküm kurulması; ayrıca, Hazinenin yıkım isteği hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Kanun"un 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.