Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31845 Esas 2016/4927 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/31845
Karar No: 2016/4927
Karar Tarihi: 16.05.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/31845 Esas 2016/4927 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, bir aracı satın almış ve aracın devir işlemleri için bir aylık vekalet çıkartmıştır. Sanık, aracın ücretini ödemeye geldiğinde, eşinin ziynet eşyalarını bozdurarak ödeme yapacağını ancak eşinin yanına gitmesi gerektiğini söyleyerek, katılana ait aracı aldıktan sonra geri gelmemiştir. Sanık, aracı vekaletle üçüncü bir kişiye noter satışı ile devretmiştir. Sanık dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Ancak hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “300 gün” ve “6000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün” ve “100 TL” ibaresi eklenmiştir. Kanuna aykırı davranıldığına dair sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüştür. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi belirtilmiştir.
15. Ceza Dairesi         2013/31845 E.  ,  2016/4927 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık


Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine yönelik hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın katılana ait aracı 3.600 TL bedelle satın aldığı, aracın devir işlemleri için ise bir aylık vekalet çıkarttığı, sıra aracın ücretini ödemeye geldiğinde; sanığın eşinin ziynet eşyalarını bozdurarak ödeme yapacağını, eşini ikna etmek için araçla eşinin yanına gitmesi gerektiğini, eşinden ziynet eşyalarını alıp tanıdığı bir kuyumcuda bozdurup parasını getirip vereceğini söylediği, katılanın iyiniyetle aracını vermesini müteakip aracı alan sanığın bir daha geri gelmediği, ödeme yapmadığı gibi aynı gün elindeki vekaletle aracı üçüncü bir şahısa 3.500 TL bedelle noter satışı ile devrettiği olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108-152 sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde mahkemece adli para cezasının gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde tayin edilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “300 gün” ve “6000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün”, ve “100 TL” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hemen Ara