Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, .. parsel sayılı taşınmazını komşu parsel maliki olan davalının uzun yıllar önce tel örgü ile çevirerek, sebze bahçesi ve üstü kapalı garaj yapmak, tarım aletleri ve hayvan yemi koymak, yine .. parsel sayılı taşınmazına da gübre dökmek suretiyle elattığını, bu hususların mahkemenin 2009/126 Değişik İş sayılı tespit dosyasından alınan teknik bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu yerleri yaklaşık 10 yıldır davacının rızası ile kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu parsellere davalının elatmasının sona erdiği ve bu yönden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yerolmadığına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, çekişme konusu parsellere davalının elatmasının son bulduğu, davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile elatma isteği yönünden karar verilmesine yerolmadığına, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu .. ve .. pasel sayılı taşınmazların kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 2009/126 Değişik İş sayılı dosyadan tespit edilen davalının çekişmeli taşınmazlara yapmış olduğu müdahalesini yargılama sırasında sonlandırdığı saptanmak suretiyle elatma isteği yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının ecrimisile ilişkin temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli taşınmazları mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre 10 yıldan fazladır davalının kullandığı, bu süre zarfında davalının kullanımına davacı tarafından ses çıkarılmadığı ve uyarıda bulunulmadığına göre, kullanımın muvafakata dayalı olduğu, dava açılmakla muvafakatin geri alındığının kabulünde zorunluluk vardır. Bir başka ifadeyle taraflar arasında Borçlar Kanununun 299 ve devamı hükümleri gereğince şifahi olarak ariyet bağıtı kurulduğu ve aynı Yasanın 304. maddesi hükmüne göre de dava açılmakla akde son verildiği (akdin feshedildiği) kabul edilmelidir. Buna göre, davalı taraf dava öncesi dönem için fuzuli şagil olarak nitelendirilemez. Öyleyse fuzuli şagilin (haksız işgalcinin) taşınmazı kullanmasından dolayı taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı olan ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı sabittir.
Hal böyle olunca; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ecrimisile hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava kısmen kabul edildiği halde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmamış olması da isabetsizdir.
Davalının, temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.